(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2013/15574 E. , 2014/1775 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... ile davalı ... aralarındaki kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminatın tahsili davasına dair ... 6.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.11.2012 günlü ve 2011/530-2012/615 sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 04.06.2013 günlü ve 2013/6700-9758 sayılı ilama karşı taraf vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Bu isteklerin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ve davalı vekillerinin karar düzeltme dilekçesi ile eklerinin ve tüm dosya kapsamının yeniden incelenmesi sonucunda,
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. madde ve 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Geçici 2. maddede; Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan taleplere ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.
Yukarıda belirtilen Geçici 6. madde uyarınca; malik olan kişilerin taşınmazlarına fiilen el konulması nedeniyle isteklerini belirterek (nakdi ödeme, idareye ait taşınmazın trampası, idareye ait taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tanınması veya imar mevzuatı çerçevesinde başka bir yerde imar hakkı kullandırılması) öncelikle idare ile uzlaşma yoluna başvurması 1. fıkrasında dava şartı olarak kabul edilmiş, yasanın yürürlüğe girdiği tarihte henüz kesinleşmeyen davalarla ilgili ise 10. fıkrasında uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilecekleri, uzlaşma talebi üzerine, uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar davanın bekletileceği, uzlaşılamaması hâlinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edileceği öngörülmüştür.
Dava konusu somut olay incelendiğinde, kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat davasının yukarıda açıklanan yasa maddesinin yürürlüğe girmesinden önce 12.09.2011 tarihinde açıldığı ve dava tarihi itibariyle uzlaşmaya başvurulduktan sonra dava açılmasını dava şartı sayan ve yukarıda açıklanan yasa maddesinin yürürlükte olmadığı ve yasanın yürürlüğe girdiği tarihte derdest olan davalarla ilgili olarak uzlaşma yoluna başvurulması isteğe bağlı olduğundan ve yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay içinde kullanılacak bu hakka ilişkin sürenin geçtiği de dikkate alındığında; Dairemizce uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açılması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi yönünde yapılan bozma kararının, bozma kararından sonra yürürlüğe giren yukarıda açıklaması yapılan yasal düzenleme karşısında kaldırılması gerekmekte olup,
davada fiili el atma yönünden yeniden değerlendirme yapılması, ayrıca harç ve vekalet ücretinde yapılan yasal düzenlemeye göre karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, taraf vekillerinin karar düzeltme istemlerinin kabulüne, Dairemizin 04.06.2013 gün ve 2013/6700-9758 sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; 26.01.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazlardan 6551 ada 3 parsel sayılı taşınmaza fiili el atma bulunmadığı, (D) harfiyle gösterilen 26069,77 m²"lik kısmının 1/1000 ölçekli imar planında mezarlık koruma alanında kaldığı, (E) harfiyle gösterilen 5381,31 m² ve (F) harfiyle gösterilen 1909,02 m²"lik bölümlerinin ise 1/1000 ölçekli plan dışında olduğu, 1/5000 ölçekli nazım imar planında tarım alanı olarak belirlenen kısımda kaldığı belirtilmiş olup, mahkemece (D) harfiyle gösterilen kısmın bedeline hükmedilmiştir.
Dairemize intikal eden aynı taşınmaza ilişkin açılan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/667 E.-2012/822 K. sayılı dosyasının incelenmesinde, 12.10.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda 6551 ada 3 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 5381,28 m²"lik kısmı ile (E) harfi ile gösterilen 1908,98 m²"lik bölümlerinin 1/5000 ölçekli nazım imar planında tarım alanı olarak belirtilen kısımda; (B) harfi ile gösterilen 25991,54 m²"lik bölümün mezarlık koruma bandı içinde kaldığı, (F) harfli 78,30 m²"lik bölümün ise mezarlık duvarı içinde bulunduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen her iki dosyada bulunan fen bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilerek dava konusu 6551 ada 3 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atılıp atılmadığı kesin olarak belirlendikten sonra fiili el atma varsa sadece el atılan bölüm yönünden kamulaştırmasız el atma bedelinin tespiti ile bu kısmın idare adına tesciline karar verilmesi, bulunmadığı takdirde fiilen el atılmayan taşınmaz hakkında mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca 6551 ada 3 parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7 ve 13. fıkralarında “Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir” ve “Bu fıkra hükmü, bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır.” hükmü getirildiğinden taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, karar düzeltme harçlarının istek halinde düzeltme isteyenlere iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.