10. Hukuk Dairesi 2018/6592 E. , 2018/11273 K.
"İçtihat Metni".........
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, hükümde belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 29.08.2006 tarihinde uğradığı iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerden oluşan Kurum zararının rücuan tahsili talebine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 9,10 ve 26. maddeleridir. Mahkemece, olayın iş kazası olmadığının tespiti ile davanın reddine dair verilen ilk kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 19.12.2014 tarihli 2014/2962 Esas 2014/27435 Karar sayılı ilamı ile eksik inceleme nedeni ile bozulmuş ve bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda olayın iş kazası olduğunun tespiti ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
1-Davacı, dava dilekçesinde 506 sayılı Yasanın 9-10. maddelerine dayanmış olup, mahkemece bu konu hakkında inceleme yapılmamıştır. Olayda, hem 26. hem de 10.madde koşulları oluşmuş ise; Kurum, anılan maddelerden sadece birine dayanarak dava açabileceği gibi, her iki madde hükümleri uyarınca da dava açabilir. Bu durumda, mahkemece her iki maddede öngörülen koşulların oluşup oluşmadığının araştırılıp saptanması gerekir. Her iki madde koşullarının oluştuğunun tespiti halinde Dairemizin yerleşmiş görüşüne göre 10.madde, uygulama önceliğine sahiptir.
Mahkemece; öncelikle 9 ve 10. madde koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı, koşulların oluştuğunun anlaşılması halinde ise; tarafların kusur oranı gözetilmeksizin belirlenecek ilk peşin sermaye değerinden Borçlar Kanunu’nun 43-44. maddeleri uyarınca sigortalının kusurunun %50"sinden az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılarak davalının sorumlu olduğu miktar belirlendikten sonra rücu alacağına hükmedilmelidir.
Mahkemece, 506 sayılı Yasanın 9 ve 10. maddeleri kapsamında, işverenin sorumluluğu irdelenmeksizin, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Dosyada bulunan 17.05.2018 tarihli Kurum yazısından sigortalının hak sahiplerine iş kazası ölüm geliri ve ölüm aylığı bağlandığı, hak sahibi eşin kendi çalışmasından dolayı yaşlılık aylığı almaya başladığı belirtilmekle, mahkemece 506 sayılı Kanunun 92. maddesi değerlendirilmeden ve hesap raporu alınmadan hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi, “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık ve gelirlerden yüksek olanın tümü, eksik olanın da yarısı bağlanır. Bu aylık ve gelirler eşitse, iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasından bağlanan gelirin tümü, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanan aylığın da yarısı verilir.” düzenlemesini içermektedir.
Kurumun, sigortalıya bağladığı ilk peşin sermaye değerli gelirden fazlasını isteme hakkı bulunmadığı gibi; bağlanan gelirin kesildiği veya kesilmesi gereğinin, yargılama sürecinde ortaya çıktığı durumlarda; Kurumun ödemediği veya ödemeyecek olduğu gelir kesimini rücuan isteyemeyeceği yönü de, tazmine yönelik davada gözetilmesi gereken genel ilkeler arasında bulunmaktadır.
Dava konusu edilen gelirlerin, 506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi (5510 sayılı Yasa’nın 54. madde) uyarınca indirildiğinin anlaşılması halinde; davalının tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarının; gelirin başladığı tarih itibariyle 506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi (5510 sayılı Yasa’nın 54. madde) uyarınca indirilmiş hâli üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, indirme tarihine kadar yapılan fiili ödeme miktarının yarısı da eklenmesi suretiyle belirlenmelidir.
Eldeki davada öncelikle sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelire 506 sayılı Kanunun 92. maddesinin uygulanıp uygulanmadığı, özellikle hak sahibi eşin kendi çalışmasından dolayı yaşlılık aylığı aldığı gözetilerek bunun 92. madde kapsamında ilk peşin sermaye değerli gelirlere etkisi araştırılarak; 92. madde uygulanmış ise gelirin başladığı tarih itibariyle 506 sayılı Yasa"nın 92. maddesi uyarınca indirilmiş hâli üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarları ve indirme tarihine kadar yapılan fiili ödeme miktarları da kurumdan sorulmalı, bütün eksik hususlar tamamlandıktan sonra yukarıda belirtildiği üzere değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 27.12.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.
......