21. Hukuk Dairesi 2018/4271 E. , 2019/2448 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
A) Davacı İstemi;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının davalıya ait işyerinde çalışırken 18/12/2014 tarihinde pres makinesinde ütü masası destek sacı kesimi yaparken sağ elinin pres makinesine sıkıştığını, sağ elinin tamamen ezildiğini, parmaklarını kaybettiğini, davalı işverenin iş kazasının meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, davacının kusuru bulunmadığını, müvekkilinin maluliyetinin tespiti ve gerekli gelirlerin bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumu ..." İl Müdürlüğü/ ..." ilçe Müdürlüğü soruşturmasının devam ettiğini belirterek, 5.000TL maddi, 100.000TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
B) Davalı Cevabı;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının olay günü fabrikanın metal bölümünde pres tezgahında sıkışan saca sağ eliyle müdahale ederken dikkatsizlik sonucu sağ ayağı presin ayaza mandalına değmesi ve presin hareket etmesi sonucunda bu kazanın meydana geldiğini, firmanın yapılan iş ile ilgili olarak alınması gerekli her türlü işgüvenliği tedbirlerini almasına rağmen davacının bir anlık dikkatsizliği sonucu olayın meydana geldiğini, ait işyerinde her türlü işgüvenliği tedbirleri alınıp koruyucu işgüvenliği malzemeleri ve her türlü eğitim verilip her türlü kontrollerin yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi:
“İlk derece mahkemesince, SGK Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin 16/04/2015 tarih ve 010938 raporuna göre davacının sürekli iş göremezlik oranının % 56 olarak belirlendiği, 25/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda kazazede ..."ın %25 oranında kusurlu olduğu, davalı işveren Milenyum A.Ş nin %75 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği gerekçesiyle aldırılan hesap bilirkişi rapor ve ek raporuna göre, davanın kısmen kabulüne; 107.841,00 TL maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın iş kazası tarihi olan 18/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.” şeklinde belirtilmiştir.
D) İlk Derece Mahkemesi Kararı:
" Davacının davasının kısmen KABULÜNE;
1-Hesaplanan 107.841,00 TL maddi tazminatın iş kazası tarihi olan 18/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- 50.000,00 TL manevi tazminatın iş kazası tarihi olan 18/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Yasal kesintilerin ödeme anında dikkate alınmasına, ” karar verilmiştir.
E)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesinde Özetle;
“ Davalı vekili yargılama bittikten sonra istinaf dilekçesi ile maluliyet oranına itiraz etmektedir. Ancak cevap dilekçesi ve aşamalarda bu kanuda talepte/ itirazda bulunmamıştır. Bu aşamada ileri sürülen bu itiraza itibar edilmesi mümkün değildir.
Davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin itirazı soyut niteliktedir. Hükme esas bilirkişi raporu gerekli hukuki ve teknik verileri içermektedir. Denetimi elverişli, dosya kapsamı ile yasa ve içtihada uygundur.
Tarafların kabul edilen kusur oranı, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın oluş şekli, işgöremezlik oranı, olay tarihi dikkate alındığında mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı dosya kapsamına uygundur.
Tüm bunlara göre taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir” şeklinde belirtilmiştir.
F) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
“ Davacının ve davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE” karar verilmiştir.
G)Temyiz Nedenleri;
Davacı Vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
H) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenler ile temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, zararlandırıcı iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 107.841,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın 18/12/2014 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından davacının iş kazası sonucu % 56 oranında sürekli iş göremezliğinin bulunduğu ve iş kazasının meydana gelişinde davacı sigortalının % 25, davalının % 75 oranında kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
Bölge Adliye Mahkemesince; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara
uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen 50.000,00 TL manevi tazminatın az olduğu açıktır.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 02/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.