2. Hukuk Dairesi 2021/7146 E. , 2021/8396 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminatların reddi, nafakalar ve velâyet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-İlk derece mahkemesince, kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocukları 2007 doğumlu....ile 2011 doğumlu..." ün velâyetlerinin davalı babaya verilmesine hükmedilmiş, davacı annenin bu yöne ilişkin istinaf talebi bölge adliye mahkemesince esastan reddedilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Velâyet ve kişisel ilişki düzenlenirken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "Üstün yararıdır" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme md.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 34.3/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b). Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Velâyet düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup, re"sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Tarafların davayı kabulü de tek başına hukuki sonuç doğurmaz. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Dosyanın incelenmesinde; alınan 03.05.2017 tarihli ilk sosyal inceleme raporunda ortak çocuklardan ... uzmana, annesiyle babasının çok kavga ettiklerini, babasının çok dövdüğünü ve anneannesine göndermediğini, babasının kendisini alıp dilendirdiğini, annesinin gelip kendisini aldığını, oradayken annesiyle hiç konuşturulmadığını, babasının görmeye gelmediğini, annesiyle kalmak istediğini, babasını görmek istemediğini beyan etmiştir. Rapor tarihinde henüz 6 yaşında olan ortak çocuk ... ise, babasının annesini her gün kemerle dövdüğünü, kendisinin görmediğini, kendisine ve ablasına kimsenin vurmadığını, anneannesine ve Ankara’ya taşındıklarını, babasının görmeye gelmeyip ablasını kaçırdığını, ablasını dilendirdiğini, babasını mahkemede gördüğünü ve kavga çıktığını, kendisinin korktuğunu, annesiyle kalmak istediğini, babasının gelmesini istemediğini beyan etmiştir. Uzman ise görüş kısmında, her iki çocuğun ergenlik öncesi okul döneminde bulunmasıyla yaşları gereği bakım ve ilgi ihtiyaçlarındansa denetim ve gözetim ihtiyaçlarının daha öncelikli bulunduğu, cinsiyetleri gereği uygun kadın rol modeline ihtiyaçlarının daha öncelikli bulunduğu, ebeveynleri ile ilişkilerine bakıldığında anne ile nitelikli ilişkiler bildirdikleri, anne yanında alıştıkları bir yaşam düzenleri olduğu, çocukların anneleri ile olmalarının menfaatlerine olacağını beyan etmiştir. Aldırılan 13.12.2018 tarihli son raporda ise, ...’un arkadaş ve okul ortamını sevdiği, yaşadığı yerde mutlu olduğu, annesiyle yaşamak istediğini belirttiği, ...’ün ise öğretmeni tarafından temiz, gayretli, iletişimi ve arkadaş ilişkileri konusunda olumlu görüş bildirildiği, bundan sonraki süreçte annesiyle yaşamak istediğinin gözlemlendiği ve tespit edildiği, çocukların velâyetinin anneye verilmesinin uygun olacağı kanaati belirtilmiştir. İlk derece mahkemesince, tanıkların beyanlarına göre davacı annenin müşterek çocuklara şiddet uyguladığı ve çocuklar ile ilgilenmediğini beyan ettikleri, çocukların okullarında uzun süreli devamsızlıklarının bulunduğu, davalı babanın velâyet görevini yerine getirmesinde bir engel ve sakıncanın bulunmadığının bilirkişi raporu ile bildirildiği gerekçesiyle ortak çocukların velâyeti babaya verilmiş ise de; ortak çocukların görüşleri ve son raporda ...’ ün öğretmeninin de çocuğun okula düzenli devam ettiği, iletişiminin iyi olduğu, ailenin ilgili olduğunu düşündüğü, okula çok temiz geldiği, verilen sorumlulukları yerine getirdikleri, çocuğun burada mutlu olduğu yönündeki beyanları, annenin velâyet görevini ağır ihmal durumunun somut delillerle ispatlanamadığı, uzmanların görüşleri ve velâyet düzenlemesinde asıl olanın çocukların üstün menfaatinin korunması olduğu hususları gözetildiğinde tarafların ortak çocukları 2007 doğumlu ... ve 2011 doğumlu ...’ ün velâyetlerinin davacı annelerine verilmesine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 10.11.2021 (Çrş.)