3. Ceza Dairesi Esas No: 2020/5842 Karar No: 2020/6698 Karar Tarihi: 15.06.2020
Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2020/5842 Esas 2020/6698 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın kasten yaralama suçundan hüküm giymesiyle ilgili kararı temyiz edildi. Kararda, sanık duruşma isteğinin reddedilerek hüküm açıklanması suretiyle mahkum edildiği belirtildi. Ancak mağdurun aldığı raporların yetersiz olduğu ve tam bir Adli Tıp raporu alınması gerektiği belirtilerek karar bozuldu. Ayrıca olayın taraflar arasında karşılıklı yaralanma olduğu, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiği ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Kanun maddeleri olarak ise 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 318. ve 321. maddeleri ve 5237 sayılı TCK'nin 86., 87., 29. ve 53. maddeleri belirtildi.
3. Ceza Dairesi 2020/5842 E. , 2020/6698 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık hakkında tayin edilen cezanın tür ve miktarına göre sanığın duruşma isteminin, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verilerek yapılan incelemede; Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak; 1) Mağdur hakkında düzenlenen Emirdağ Devlet Hastanesinin 03.08.2012 tarihli geçici raporunda ""... Yüzde sağda 2 adet 1 x 1cm"lik, 1 adet 5 x 1 cm"lik abrozyon + cilt altı ..., sağ el üzerinde 2 adet 1 x 1 cm "lik abrazyon, hayati tehlikesi yoktur,basit tıbbi müdahale ile giderilemez, kati raporun yüzde sabit eser açısından plastik genel uzmanınca verilmesi uygundur..."" dendiği; Afyonkarahisar Devlet Hastanesinin 03.01.2013 tarihli kati raporunda ""...Abdi Tunç"un yapılan muayenesinde, 2 ay önce darba bağlı yaralanmış hastada herhangi bir kalıcı ize rastlanmadı. Kati hekim hekim raporudur..."" olduğu belirtildiği; ancak kati raporda mağdurdaki yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceğine belirtilmediği, geçici raporda ise mağdurdaki yaralanmanın neden basit müdahale ile giderilemeyeceğini yeterli şekilde açıklanmadığı, böylece rapor içeriklerinin yetersiz olduğu anlaşılmakla, mağdurun tüm film, grafi, hastane evrakları ve tüm tedavi evrakları ile birlikte en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğüne sevki ile yaralanmasına ilişkin 5237 sayılı TCK"nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre rapor alınması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Tarafların aşamalardaki beyanları ve alınan doktor raporlarına göre sanık ve mağdurun karşılıklı birbirlerini yaralamaları şeklinde gerçekleşen olayda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarihli, 2002/4-238 Esas - 2002/367 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanıklar lehine değerlendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi karşısında, sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, 3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.