14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/164 Karar No: 2016/5577 Karar Tarihi: 09.05.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/164 Esas 2016/5577 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/164 E. , 2016/5577 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.08.2012 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava konusu 1303 parsel için açılan davanın reddine, diğer parseller yönünden davanın kabulüne dair verilen 19.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazlardan 1303 sayılı parselin 27.05.2005 tarihinde dava dışı ... adına tescilinin yapıldığı gerekçesiyle bu parsel yönünden açılan davanın reddine, davacı vekilinin 19.06.2014 tarihli dilekçesiyle 126 ve 389 parseller yönünden davanın atiye bırakılmasını talep ettiği belirtilerek bu parseller yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer parseller yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK"nın "Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi" başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur. Aynı yasanın "Hükmün kapsamı" başlıklı 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. "Hükmün yazılması" başlıklı 298. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Temyiz edilen kararın gerekçesinde, davacı vekilinin 19.06.2014 tarihli dilekçesiyle 126 ve 389 sayılı parseller yönünden davanın atiye bırakılmasını talep ettiği gerekçe gösterilerek bu parseller yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği belirtilmiş ise de hüküm sonucunda anılan parseller yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Gerekçeli karar tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olup kararın gerekçesiyle hüküm sonucunun çelişkili bulunması bozma nedeni oluşturacağından bozmadan sonra mahkemece önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre bir karar verilmelidir. Gerekçeli karar ile hüküm sonucunun çelişkili olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.