15. Ceza Dairesi 2019/8607 E. , 2019/12064 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 23.05.2019 tarihli ve 94660652-105-07-1906-2019-KYB sayılı yazılı ihbarlarına dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 29/05/2019 tarihli tebliğnamede, nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçlarından şüpheliler ..., ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/10/2018 tarihli ve 2018/18313 soruşturma, 2018/52870 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Antalya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/01/2019 tarihli ve 2018/5395 değişik iş sayılı kararı ile itirazın kesin olarak reddedilmesinden sonra, aynı Mahkemenin anılan kararı yönünden kanun yararına bozma yoluna başvurulmuş olup
Kanun yararına bozma talebi içeriğinde ;
Müştekiler... ve ..."ın, kömür ticareti yapmaları nedeniyle tanıdıkları şüpheliler ... ile ..."ın ... Com Kömür Demir Limited Şirketi adına hareket ettikleri, kömür ticaretlerinin 2014 yılından itibaren sürmekte olduğu, 2017 yılında ..."ın kendilerine babası olan ..."ın İzmir"de bir dolandırıcılık suçuna maruz kaldığı ve bu nedenle mallarına el konulma riskinin olduğu, bundan sonra ticareti ... Com Limited Şirketi üzerinden yapmaları gerektiğini söylemesi üzerine bu durumu kabul ettikleri ve yeni şirket olan ... Com Limited Şirketi üzerinden ... ile ticarî ilişkilerine devam ettikleri, ..."ın ... Com Limited Şirketinin kendi şirketlerine doğacak borcu nedeniyle Serik"te bulunan bir seraya ipotek koydurduğu, ipotek sonrasında serada 7.500.000 Türk Lirası Ziraat Bankasının ipoteğini gördükleri, ..."ın bu durumu bankaya yalnızca 1.800.000 Türk Lirası borcu kaldığını söyleyerek açıkladığı, 2017 yılı Temmuz Ağustos aylarında yapılan alışveriş sonrası ..."ın kendilerine çekleri teslim ettiği, daha sonraki dönemde yeni mal talebinde bulunurken çeklerin vadelerinin uzun olması ve daha önceki sıkıntılarını bahane göstererek ticaretin etkilenmemesi için kendi şirketine ait çekleri vermek istediği ve müşteri çeklerini de bankaya vererek kredi çekmek istediğini söylediği, bu durumu da kabul ederek çekleri aldıkları ve kömür sevkiyatına devam ettikleri, bu kömür sevkiyatı nedeniyle çekler haricinde 4.000.000 Amerikan Doları civarında daha alacaklarının olduğu, ..."ın babasının çeklerle kaçtığı ve ellerinde bulunan çekleri bankaya ibraz etmemelerini talep etmesi üzerine bankaya çekleri ibraz etmedikleri, ..."ın çekleri ve paraları alarak şirketi boşalttığı, kömürleri akrabaları olan diğer kişilerin depolarına gönderdiğini tespit ettikleri, çeklerin karşılıksız çıktığı ve çeklerdeki iki şirketten birinin cirosunun karalandığı, çeklerdeki bu karalamalar nedeniyle şüphelilerin evrakta sahtecilik suçunu işledikleri ve kendilerini dolandırdıkları iddiaları üzerine Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma neticesinde;
Müştekilerin beyanlarında şüpheliler ... ve ..."a ait her iki şirketle uzun süredir ticarî ilişki içerisinde oldukları, 2018 yılına kadar ödeme konusunda bir sıkıntı yaşamadıklarını beyan ettikleri bu nedenle şüphelilerin baştan itibaren dolandırıcılık kastıyla hareket ettiklerinin tespit edilemediği, şüphelilerin şikâyetçilere söylediği bazı olayların basit bir şekilde araştırılmak suretiyle gerçekliğinin ortaya çıkarılabileceği, zarar olarak gösterilen miktar itibarıyla şikayetçi şirketin basiretli bir tacir olarak hareket ederek bu doğrultuda işlemler yapması gerektiği ve çeklerin ödenmemesi ya da alacakların tahsil edilememesi durumunun hukukî ihtilaf niteliğinde olduğu, çeklerdeki ciroların silinmesi iddiasının resmî belgede sahtecilik suçunu oluşturmayacağından bahisle kovuşturmaya yer olmadığında dair karar verilmiş ise de, dosya arasında bulunan müşteki ve tanık ifadeleri ile tahrifat yapıldığı iddia olunan çek suretleri ile kömür ticaretine ilişkin sipariş formları ve ödeme planları dikkate alındığında, mevcut delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği belirtilerek , 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca Antalya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/01/2019 tarihli ve 2018/5395 değişik iş sayılı kararın bozulması talep edilmiştir.
Yüksek Yargıtay 15. Ceza Dairesi"nin 09/07/2019 tarihli, 2019/5212 esas, 2019/7684 karar sayılı kanun yararına bozma talebinin reddine dair ilama yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın KD -2019/91725 sayılı itiraz talepli tebliğnamesi daireye gönderilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanıkların başından itibaren suç işleme kastıyla hareket edip etmediklerine ilişkin mevcut delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirmesi gerektiği anlaşılmış olmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itiraz talebi yerinde olduğundan talebin KABULÜNE,
Dairemizin 09/07/2019 tarihli, 2019/5212 esas, 2019/7684 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itiraz talebi yerinde görüldüğünden, Antalya 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 18/01/2019 tarihli ve 2018/5395 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 18/11/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/18313 sayılı soruşturma evrakında şüpheliler ..., ve ... haklarında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından yürütülen soruşturma sonunda 12/10/2018 tarihinde 2018/52870 sayı ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara vaki itirazın Antalya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 18/01/2019 tarihli ve 2018/5395 değişik iş sayılı kararı ile reddine hükmedildiği, anılan karara karşı 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 94660652-105-07-1906-2019/KYB sayılı ve 23/05/2019 tarihli yazılarıyla kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/05/2019 günlü bozma istemli tebliğnamesi ile dosyanın dairemize tevdii olunduğu, dairemizin 09/07/2019 gün ve 2019/5212 esas, 2019/7684 sayılı kararı ile kanun yararına bozma isteminin reddine karar verildiği, mezkur karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/09/2019 tarih ve 2019/91725 sayı ile itiraz yoluna başvurması üzerine dairemizce itirazın kabulüne, oy çokluğu ile karar verildiği,
Sayın çoğunluğun şüphelilerin başından itibaren suç işleme kastıyla hareket edip etmediklerine ilişkin mevcut delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği, kamu davası açmaya yeterli şüphelinin mevcut olduğuna ilişkin görüşlerine katılmıyoruz.
Şöyle ki;
Müştekiler ... ve ...’ın öne sürdükleri iddialara göre taraflar arasındaki uyuşmazlık irdelendiğinde; müştekilerin ... Kömür Ticaret A.Ş. adlı toptan kömür ticareti yapan şirketlerinin olduğu, şüphelilerden ...’ın temsil ve ilzama yetkili bulunduğu ... Com Ticaret ... adlı şirket ile 2014 yılından itibaren kömür ticareti yaptıkları, 2014 yılından 2017 yılına kadar ...’ın kendilerinden kömür alıp üçüncü şahıslara ait firmalara sattığı, şüphelilerden ...’ın 2017 yılında İzmir ilinde dolandırıcılık suçuna maruz kaldığını ve mallarına el konulması ihtimali bulunduğunu belirterek, kömür ticaretini babası olan diğer şüphelilerden ...’a ait olan ... Com Limited Şirketi üzerinden yapmayı önerdiği, bu hususta tarafların ticari sözleşme imzaladıkları, müştekilerle 2017 yılından sonra kömür ticaretine devam ettikleri ... Com Limited Şirketinin 2008 yılında kurulduğu, şüpheli ...’ın babası olan ...’a ait olduğu ve ... ile müştekilerin 40 yıllık tanışıklıkları ve kirvelik ilişkilerinin bulunduğu, 2017 yılında taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre şüpheli ...’ın gelecekte doğacak borçlarına karşılık Antalya ili Serik ilçesinde bulunan bir seraya müştekiler lehine ipotek koydurduğu, 2018 yılında da dolar kurunun yükselişi sebebiyle ...’dan kömür alan üçüncü firmaların hem vadeli alış veriş yapmak istemeleri, hem de üçüncü firmalardan alınan müşteki çeklerini teminat olarak kullanarak kredi çekmek istediğini belirttiği, müşterilerden alınan çekler yerine babasına ait şirketin çeklerini vermeyi müştekilere teklif ettiği, bu talebinin de müştekilerce kabül edildiği,
Müştekilerin, şüphelilerden ... tarafından sunulan çeklerin karşılıksız çıktığını, şüpheli ...’ın taleplerine rağmen uhdesinde bulunan üçüncü firmalar tarafından sunulan çekleri bankaya sunmadığını, bahse konu çekler haricinde de 4.000.000 Amerikan Doları tutarında alacaklarının olduğunu, ipotek konulan sera üzerinde Ziraat Bankasının da ipoteğinin de bulunduğunu, üçüncü firmalardan alınan ve keşidecisi üçüncü kişiler olan çeklerin arka yüzüne “... Kömür Ticaret A.Ş’ye ödeyiniz” ibaresi yazan şüpheli ...’ın bu ibareyi çizerek, bir kısım çekleri ... Com Limited Şirketinin cirosundan sonra bahse konu “... Kömür Ticaret A.Ş.’ye ödeyiniz” ibaresini yazmak suretiyle evrakta sahtecilik suçunu işlediğini, şüphelilerden ...’ın sonradan ... Com Limited Şirketinin içini boşalttığını, şirkete ait çekleri alarak ortadan kaybolduğunu, diğer şüphelilerin de şüpheliler ... ve ...’ın yakınları ve irtibatlı olduğu kişiler olduklarını, aldıkları kömürleri diğer şüphelilerin depolarına naklettikleri, cümle şüphelilerin başından itibaren suç işleme kastıyla hareket ederek resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediklerini öne sürdükleri,
Kanun yararına bozma talebi ile itirazda özetle;
1-Şüphelilerin tahsil kabiliyeti olmayan çekler üzerinde oynama yaparak sahtecilik suçunu işlediklerinin,
2-Soruşturmanın genişletilip şüphelilerin müştekilerden aldığı kömürü hangi firmalara sattığının araştırılması ve bu hususta bilirkişi raporu aldırılması gerektiğinin,
3-Şüpheliler ... ve ...’ın üçüncü firmalara satarak tahsil ettikleri paraları müştekilere ödemeyerek başından itibaren dolandırıcılık kastıyla hareket ettiklerinin,
Öne sürüldüğü,
Oysa ki;
Müştekiler ve şüpheliler arasındaki hukuki ilişkinin 2014 yılında başladığı ve 2017 yılına kadar üç yıl uyuşmazlık olmaksızın sürdüğü, somut olayda şüphelilerin başından beri dolandırıcılık kastıyla hareket ettiklerinin öne sürülmesinin hukuken mümkün bulunmadığı, zira dolandırıcılık suçunda hilenin hukuki ilişkinin tesis edildiği anda vuku bulması gerektiği, şüphelilerin sonradan dolandırıcılık kastıyla hareket ettiklerine dair müştekiler iddiasının soruşturma dosyasına yansıyan beyan ve delillerle örtüşmediği, nitekim müştekiler anlatımına göre de taraflar arasındaki ticari ilişkinin üç yıl sıkıntısız ve kesintisiz sürdüğü, müştekilerin herhangi bir kıymetli evraka dayanmayan 4.000.000 A.B.D. Doları alacaklarının olduğu, ipoteğin değerinin gelecekte oluşacak alacağı karşılamadığı iddiasının hile olarak kabulünün hukuken mümkün olmadığı, müştekileri ipotek tutarının üzerinde kömür satmaya ikna eden şüphelilerden sadır olan bir eylemin ve hilenin de bulunmadığı, çoğunluk görüşünün kabulü halinde hukuki ilişkinin tesisi sırasında iradeyi sakatlayan hilenin bulunmadığı alacaklarda borcun ekonomik sebeplerle ödenmemesi halinde cebri icra yoluyla alacağın tahsiline ilişkin cümle takiplerin dolandırıcılık suçuna vücut vereceği sonucunu doğuracağı,
Şüphelilerin tahsil kabiliyeti olmayan çekler üzerinde oynama yapmadıkları, aksine üçüncü firmalarca keşide edilen çeklerin arka yüzüne “... Kömür Ticaret A.Ş.’ye ödeyiniz” ibaresinin şüphelilerce yazılıp, bu ibarenin çizilerek ... Com Limited Şirketi tarafından cirolandıktan sonra “... Kömür Ticaret A.Ş.’ye ödeyiniz” yazılmasının sözü edilen üçüncü firmaların keşideci oldukları çeklerde ... Com Limited Şirketi’ni de borçlu ve sorumlu kıldığı, bu yöndeki eylemin müştekiler aleyhine sonuç doğurmadığı gibi, çekin hukuken geçerliliğine de helal getirmediği,
Şüphelilerin müştekilerden satın aldıkları kömürü kime ne miktarda sattıkları, sattıkları kömürün bedelini tahsil edip etmedikleri hususları, müştekilerle şüpheliler arasındaki kömür ticaretinin yapıldığı sırada vuku bulan eylem ve hile olarak nitelendirilerek bu doğrultuda soruşturmanın genişletilmesinin soruşturma safhasına yenilik getirmeyeceği,
Diğer taraftan;
Soruşturma evrakına yansıyan delillere göre; müştekiler ile şüpheliler arasındaki ticari ilişkinin yıllarca devam ettiği, tarafların birbirlerini yakından tanıdığı, dost, hatta kirve oldukları, şüphelilerden ...’nin maruz kaldığı dolandırıcılık suçu sebebiyle müştekilerin avukatının şüpheliye yardımcı olduğu bu hadise sebebiyle taraflar arasındaki ticaretin yürütüldüğü şirketin değiştirildiği, bu değişikliğin bir hileye değil taraflar arasındaki ticari sözleşmeye dayandığı, müştekilere verilen çeklerin gerçek çek olduğu, taraflar arasında icra takipleri, hukuk davalarının bulunduğu, toplanacak delil de olmadığı, karşılıklı rızaya dayanan ve iradenin hile ile bertaraf edilmediği bir ticari ilişkide satın alınan kömürlerin kime ne miktarda satıldığı hususunun dolandırıcılık suçunun unsuru olarak nitelendirilemeyeceği, kaldı ki şüphelilerin ticari ilişkilerini, kömür aldıklarını ve borçlu olduklarını inkar etmedikleri cümle beyanlar ile deliller dikkate alındığında şüphelilerinin lekelenmeme hakkının göz ardı edilerek, kamu davası açılması gerektiğine ilişkin çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; sayın çoğunluğun dairemizin 09/07/2019 tarihli 2019/5212 esas, 2019/7684 sayılı kararının kaldırılmasına ve mercii Antalya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 18/01/2019 tarihli ve 2018/5395 değişik iş sayılı kararının bozulmasına ilişkin görüşlerine katılmıyoruz.