Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7770
Karar No: 2014/6247
Karar Tarihi: 13.10.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/7770 Esas 2014/6247 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/7770 E.  ,  2014/6247 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 31/10/2013
    NUMARASI : 2011/63-2013/504

    Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve ecrimisile ilişkin asıl; çıkma payı alacağı ve ödenen bedel ile yapılan imalatların tahsiline ilişkin karşı davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı her iki davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Asıl davada davacı vekili, dava konusu A Blok zemin kat 4 no"lu dairenin davalılar H.. Ö.. ve R.. Ö.. tarafından 30.06.2001 tarihinden itibaren haksız olarak işgal edildiğini, davalıların müvekkili kooperatifin üyesi iken, üyelik vecibelerini yerine getirmemeleri nedeniyle 30.06.2001 tarihli genel kurul kararı ile üyelikten çıkarıldıklarını, davalıların 02.08.2001 tarihinde açmış oldukları ihraç kararının iptali davasının Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 20.09.2006 tarih ve 2005/120 E, 2006/115 K. sayılı kararı ile HUMK"nın 409/son maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davalılardan H.. Ö.."ın üyelikten ihraç kararının iptali hakkında 18.01.2007 tarihinde Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi"ne açmış olduğu davanın 14.03.2007 tarih ve 12 E, 36 K. sayılı kararıyla hak düşürücü sürede açılmadığından reddedildiğini, anılan kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davalıların 30.06.2001 tarihli ihraç kararından bu güne kadar dava konusu taşınmazı haksız olarak işgal ettiğini ileri sürerek, davalıların dava konusu taşınmaza vaki müdahalesinin ve muarazanın men"ini, söz konusu taşınmazın müvekkiline teslimini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 30.06.2001 tarihinden itibaren doğan 15.000,00 TL ecrimisil alacağının işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Asıl davada davalılar vekili, müvekkillerinin ikametgâhlarının Antalya olmasına rağmen dava dilekçesinin müvekkillerinin oturmadığı adreste mahalle muhtarına yapıldığını, tebligattan tesadüfen 16.03.2011 tarihinde Samsun"a geldiklerinde haberdar olduklarını, yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, davacı tarafın ecrimisil talebinin yasal dayanaktan yoksun bulunduğunu, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkili H.. Ö.."ın kooperatife ortak olduğunu ve taraflar arasındaki sözleşmeye göre A Blok zemin kat 4 no"lu meskenin anahtar teslimi suretiyle hiçbir aidat ve fark ödemeksizin müvekkiline teslim edilmesi gerektiğini, davacı kooperatife konut bedeli olarak 200.000 TL ödendiğini, 2001 yılı Temmuz ayında tamamlanmamış vaziyette dairenin teslim alındığını, taşınmazdaki eksikliklerinin müvekkili tarafından yaptırılarak oturur hale getirildiğini, ihraç kararının usûl ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkillerinin ödediği para ve yaptığı giderler ödenmeden müdahalenin men"ine karar verilemeyeceğini, taşınmazın bu hale getirilmesinde müvekkillerinin ödediği paranın da katkısı bulunduğundan taşınmazı kullanmalarının haksız ve dayanaksız olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Karşı davada davacılar vekili, taşınmazın salon, mutfak, tuvalet ve banyo yer döşeme ve seramiklerinin, üç odanın ahşap döşemelerinin, elektrik tesisatı ve saatinin, su tesisatı, musluklar, bataryalar, lavabo , mutfak beton tezgahı ve fayansların, mutfak dolapları, yedi adet iç kapı ve pencere camlarının müvekkilleri tarafından yapıldığını, müvekkillerinin kooperatife olan tüm vecibelerini yerine getirdiğini, yasaya aykırı ihraç kararı kesinleşmiş olduğundan müdahalenin men"ine karar verilmesi halinde, 2001 yılında verdikleri 200.000 TL"nin ve yaptıkları giderlerin denkleştirici adalet kuralları gereğince bugünkü değerinin belirlenerek söz konusu meblağın işleyecek yasal faizi ile birlikte ödeninceye kadar müvekkilleri lehine taşınmaz üzerinde hapis hakkı tanınmasını ve fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 80.000,00 TL"nin karşı davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Karşı davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada davalı-karşı davada davacı H.. Ö.."ın 25.08.1994 tarihinde 200.000 TL peşin bedel ödeyerek kooperatife üye olduğu, anılan kişinin 2000 yılında dava konusu bağımsız bölüme, bilirkişi heyetinin 24.05.2012 tarihli raporunda belirtildiği şekilde toplam 2.771,02 TL imalat yaptığı ancak, bu taşınmazda oturması nedeniyle taşınmazın % 10 oranında eskidiği, eskime payının mahsubu halinde yapılan imalat bedellerinin 2.493,91 TL olduğu, yine adı geçen kişinin 30.06.2001 tarihli genel kurul kararı ile ortaklıktan ihraç edildiği, ihraç kararının iptali istemiyle Samsun Ticaret Mahkemesi"nin 2005/120 Esas sayılı dosyası üzerinden açtığı davada, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmeyerek 11.01.2007 tarihinde kesinleştiği, asıl davada davalı – karşı davada davacı H.. Ö.."ın 25.08.1994 tarihinde kooperatife 200.000 TL ödediği, bu tarihten itibaren ödediği bedeli isteme imkanının doğduğu, buna rağmen bedelin iadesi için herhangi bir dava açmadığı, zararın artmasına kendisinin yol açtığı, hiç kimsenin kendi kusurundan dolayı karşı taraftan herhangi bir tazminat talep edemeyeceği ancak, ödeme tarihinden tarihinden itibaren Ticaret Mahkemesi"nin vermiş olduğu kararın kesinleşme tarihi olan 11.01.2007 tarihleri arasında ödenen paranın ulaştığı güncelleşmiş değeri isteyebileceği, 200.000 TL"nin ulaşacağı değerin denkleştirici adalet ilkeleri göz önüne alındığında 21.548,87 TL olduğu, asıl davada davalı – karşı davada davacı H.. Ö.."ın, asıl davada davacı-karşı davada davalı kooperatiften ancak bu bedeli talep edebileceği, asıl davada davacı kooperatif tarafından davalılardan ecrimisil talebinde bulunulsa da, asıl davada davalı – karşı davada davacı H.. Ö.."ın malik sıfatı ile taşınmazda oturduğu, asıl davada davalı – karşı davada davacı bulunan R.. Ö.."ın, Hatice"nin eşi olması nedeniyle taşınmazda bulunduğu, anılan her iki kişinin de kötüniyetli zilyet olmadığı, satış bedeli kendisine geri verilmeyen tarafın, parası iade edilinceye kadar ecrimisil ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı, bu nedenle asıl davada davacı-karşı davada davalı kooperatifin asıl davadaki ecrimisil talebinin yerinde olmadığı, kooperatifin asıl davadaki elatmanın önlenmesi talebinin yerinde olduğu, bu nedenle davalıların taşınmaza el atmalarının önlenmesinin gerektiği ancak, satış bedelinin ödenmesine kadar asıl davada davalılar – karşı davada davacıların taşınmazda oturabileceği, taşınmaz üzerinde hapis hakkı bulunduğu, bu nedenle hüküm fıkrasının 1/b maddesinde belirtildiği gibi el atmanın önlenmesi talebinin, satış bedelinin güncellenmesi sonucunda ulaştığı değer olan 21.548,87 TL"nin asıl davada davalı – karşı davada davacı H.. Ö.."a ödenmesi halinde asıl davada davalı – karşı davada davacının el atmanın önlenmesi ve taşınmazın kooperatife teslimine karar verilmesi gerektiği, karşı davada R.. Ö.. tarafından da kooperatife karşı dava açılsa da anılan kişinin kooperatif üyesi olmadığı, kooperatifle herhangi bir sözleşmesinin bulunmadığı, bu nedenle kooperatife karşı açmış olduğu davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kooperatifin men"i müdahele ve ecrimisil talebinde bulunmasına rağmen, sadece 15.000,00 TL üzerinden harç yatırdığı, 15.000,00 TL"nin de ecrimisil talebine ilişkin olduğu, bilahere keşifteki değere göre 75.000,00 TL üzerinden men"i müdahale talebine yönelik harç yatırdığı, her ne kadar davacı kooperatif vekilince 03.10.2013 tarihli dilekçede ecrimisil talebi 25.000,00 TL olarak belirtilse de, usulüne uygun ıslah yapmadığı gibi, sadece 15.000,00 TL üzerinden ecrimisil harcını yatırdığından, talep edilen ecrimisilin 15.000,00 TL olduğunun kabul edilerek buna göre harç ve yargılama giderleri hesaplandığı gerekçesiyle asıl davada davacı -karşı davada davalının, ecrimisil talebinin reddine, elatmanın önlenmesi talebinin, asıl davada davalı – karşı davada davacıya 21.548,87 TL ödeme yapması halinde kabulü ile ödeme yaptığı taktirde, asıl davada davalı – karşı davada davacının taşınmaza elatmasının önlenmesi ile taşınmazın asıl davada davacı – karşı davada davalıya teslimine, karşı davada davacı R.. Ö.."ın davasının reddine, karşı davada davacı H.. Ö.."ın davasının kısmen kabulü ile davaya konu bağımsız bölüm için ödenmiş olduğu 21.548,87 TL ile taşınmaz için harcamış olduğu 2.493,91 TL imalat bedeli toplamı 24.042,72 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte asıl davada davacı - karşı davada davalıdan alınarak asıl davada davalı – karşı davada davacı H.. Ö.."a verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Asıl dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil bedelinin tahsili; karşı dava, çıkma payı alacağı ve taşınmaza yapılan masrafların tahsili istemine ilişkindir.
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 17 ve anasözleşmenin 15. maddeleri gereğince, kooperatiften ayrılan ortak ödemiş olduğu aidatı, ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak masraf hissesi düşüldükten sonra kalanını talep hakkını haizdir. Bu hak, bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra talep edilebilir. YHGK"nın 16.04.2014 tarih ve 2013/23-1616 E., 2014/540 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere; kooperatif ile ortağının karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin belirlendiği anasözleşmede ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nda karşılığı bulunmayan "denkleştirme, yeniden değerleme, sepet hesabı, eskalasyon vs." yöntemler kullanılarak çıkma payının hesaplanması yasal dayanaktan yoksun olduğu gibi, böyle bir yöntem, kooperatiflerin kuruluş amacı (m.1) ve kooperatiflerin mevcudiyetinin tehlikeye düşürülmemesini amaçlayan uygulamaya da aykırı bir yorum olacaktır. Diğer yandan, Yargıtay 11. HD"nin 18.12.2008 tarih ve 2007/10551 E., 2008/14269 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere, yasa ve anasözleşme hükümleri uyarınca iade edilmesi gereken çıkma payının iade edilmemesi, geri vermekle yükümlü olan daire üzerinde hapis hakkı tesis edilmesi sonucunu doğurmaz. Mahkemece, karşı davada talep edilen çıkma payı alacağı yönünden, yukarıda açıklanan ilke uyarınca hesaplama yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacının ödediği miktarın denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanması ve hesaplanan miktarın 818 sayılı BK"nın 81. madde koşulları oluşmadığı halde ödenmesi koşuluyla asıl davada davacının elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ise de, asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilinin temyiz dilekçesinde, davacının ihraç iptal davasının reddi kararının 12.06.2008 tarihinde kesinleştiği, bu tarihe kadar yapılan güncelleme hesabının doğru olduğu, bu tarihten sonrası için güncelleme yapılamayacağı, ödeme koşuluyla elatmanın önlenmesi talebinin kabulü kararının usul ve yasaya uygun olduğu, 12.06.2008 tarihinden sonrası da dahil edilerek yapılan güncelleme sonucu bulunan fazla miktara hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilmiş ise de, hesaplama, açılmamış sayılma kararının kesinleştiği kabul edilen 11.01.2007 tarihi itibariyle yapıldığından, temyiz itirazı bu yönden isabetsizdir.
    Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilinin karşı davaya yönelik tüm, asıl davaya yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları ile asıl davada davalılar- karşı davada davacılar vekilinin asıl ve karşı davaya yönelik aşağıdaki 3 no"lu bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Asıl davada davacı vekilinin ecrimisil istemiyle ilgili hüküm yönünden temyiz itirazlarına gelince;
    1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16/son maddesinde; "Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder" hümüne yer verilmiştir. Üyelikten ihraç kararı aleyhine iptal davası açan kooperatifin üyesi, ihraç kararı kesinleşinceye kadar hak ve yükümlülükleri devam edeceğinden, kendisine tahsis edilen bölüm/bölümleri dava sonunda verilecek kararın kesinleşmesine kadar kullanmaya devam edebilir. Bir üyeye üyelik nedeniyle adına tahsis edilen bağımsız bölümünden tahliyesi için, tahsis nedeni olan üyeliğin sona ermiş olması gerekir. İhracın kesinleştiği tarihten sonra daireyi kooperatife geri vermesi gerekirken vermeyip, kullanmaya devam etmiş ise dairede oturmasının karşılığı olan ecrimisil alacağından talep halinde sorumlu olacaktır. İhraç kararının kesinleştiği tarihten sonraki dönem için davalının taşınmazda fuzuli şağil durumuna düşeceğinin kabulü ile ecrimisil hesabının ihraç kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlatılması gerekir. Öte yandan, davacı kooperatif, ihraç kararının kesinleşmesinden sonra doğan inşaat finansman gideri kapsamında aidat isteyemez ise de, ortağa tahsis edilen konutun daha önce oluşmuşsa tapusunun iptalini isteme hakkı doğmuş olup, ortak taşınmazı teslim etmemiş ise ortağın müdahalesinin men"ini de isteyebilir. Diğer yandan, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 18.12.2008 tarih ve 2007/1551 E., 2008/14269 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere, yasa ve anasözleşme hükümleri uyarınca iade edilmesi gereken çıkma payının iade edilmemesi, geri vermekle yükümlü olan daire üzerinde hapis hakkı tesis edilmesi sonucunu doğurmaz. Tahsis ortağa şahsi hak sağlar. Kooperatifçe bir dairenin geçerli bir tahsis işlemiyle bir ortağa tahsisi halinde, tahsis edilen ortağın rızası olmaksızın, ortaklığı devam ettiği sürece konutun başka bir ortağa tahsisi mümkün değildir. Kooperatif tarafından taşınmazın ortağa tahsisi, mülkiyeti geçiren bir işlem olmayıp, kooperatifle olan iç ilişkide bir hak bahşeden ve koşulları oluştuğunda kooperatife karşı tapu iptal ve tescil talebinde bulunma hakkı yanında ortağa, tahsis hakkına karşı yapılan haksız saldırılarda üçüncü kişilere karşı müdahalenin men"i ve ecri misil davası açmaya izin veren bir haktır. Daire satımında üyelik, kendiliğinden alıcıya satım ile birlikte geçmez. Satıcının üye olması ve üyeliğinin alıcı tarafından ayrıca devir alınması gerekmektedir.Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder. Satıcının üye olması, alıcının bu üyeliği ayrıca devir alması, devir alanın kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 14/3. ve anasözleşmenin 17/2. maddesi uyarınca ortaklığa kabul etmesi zorunludur.
    Somut olayda, asıl davada davacı kooperatif üyesi olan davalı H.. Ö.."ın 30.06.2001 tarihli genel kurulda alınan kararla üyelikten ihracına karar verildiği, ihraç kararının iptali istemiyle H.. Ö.. tarafından 02.08.2001 tarihinde dava açıldığı, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 20.09.2006 tarih ve 2005/120 E,2006/115 K sayılı kararıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın 11.01.2007 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesiyle, davanın açılmasına bağlanan sonuçlar ortadan kalkmıştır.Ortağın şahsı ile ilgili genel kurul kararlarının, ortak genel kurula katılmış olsa bile ortağa tebliği zorunlu olduğundan, mahkemece, 30.06.2001 tarihli genel kurulun H.. Ö.."a tebliğ edilip edilmediği araştırılarak, tebliğ edilmiş ise bu tarihe, tebliğ edilmemiş ise, ihraç kararının iptali davasının açıldığı 02.08.2001 tarihine Kooperatifler Kanunu"nun 16/3. ve anasözleşmenin 14/2. maddesince 3 aylık sürenin eklenmesi ile tespit edilecek tarihte ihraç kararının kesinleştiğinin kabulü ile kesinleşme tarihi ile asıl dava tarihi arasındaki süre için hesaplanacak ecrimisil bedeline, zamanışımı def"i de tartışılarak ve talep miktarı ile bağlı kalınarak, zamaşımına uğramayan bölüm bakımından hükmedilmesi gerekirken, karşı davada davacı H.. Ö.."ın çıkma payı alacağı ile asıl davada davacı kooperatifin ecrimisil alacağının koşullarının ve hukuki dayanaklarının farklı olduğu, 818 sayılı BK"nın 81. madde hükmü koşullarının bulunmadığı, davacının yatırdığı bedelin aidat olduğu, satış bedeli olmadığı, ihraç kararının kesinleşmesi ile davacının fuzuli şagil olduğu, tahsis ile mülkiyetin davalı üyeye geçmediği gözardı edilerek, asıl davada davalı – karşı davada davacı H.. Ö.."ın malik sıfatı ile taşınmazda oturduğu, asıl davada davalı – karşı davada davacı bulunan R.. Ö.."ın, Hatice"nin eşi olması nedeniyle taşınmazda bulunduğu, anılan her iki kişinin de kötüniyetli zilyet olmadığı, satış bedeli kendisine geri verilmeyen tarafın, parası iade edilinceye kadar ecrimisil ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı, bu nedenle asıl davada davacı-karşı davada davalı kooperatifin asıl davadaki ecrimisil talebinin yerinde olmadığı gerekçesine dayalı olarak yanılgılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    3-Bozma nedenine göre, asıl davada davalılar-karşı davada davacılar vekilinin harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı- karşı davada davalı vekilinin karşı davaya yönelik tüm, asıl davaya yönelik diğer; asıl davada davalılar-karşı davada davacılar vekilinin asıl ve karşı davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle asıl davada davalılar-karşı davada davacılar vekilinin harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, asıl davada davacı-karşı davada davalının karşı davaya yönelik fazla yatırdığı ile asıl davaya yönelik yatırdığı peşin harç ile asıl davada davalılar-karşı davada davacıların yatırdığı peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi