20. Hukuk Dairesi 2017/6320 E. , 2019/2600 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 20/01/2016 harç tarihli dava dilekçesi ile davacıların murisi ..."nın hisseli olarak maliki olduğu ... ili, ... köyü, 125 ada, 9 parsel sayılı taşınmazının ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/368 Esas sayılı dosyası ile ... vasfında olduğu gerekçesi ile tapusunun iptal edildiğini, kararın kesinleştiğini belirterek uğradıkları zarara ilişkin fazlaya dair haklarını saklı tutarak 10.000,00.-TL tazminatın tapunun iptal tarihinden itibaren yasal faiziyle ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 26/10/2016 harç tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporları doğrultusunda toplam tazminat talebini 267.271,89 TL olarak ıslah etmiş ve ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
İlk derece mahkemesi olan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulü ile; 267.271,89 TL tazminatın tapu iptal davasının karar kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/74 Esas 2016/613 K. sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır.
Dosya kapsamından yörede 1963 yılında yapılan kadastro sırasında ... köyü 1679 parsel sayılı 16.220 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, Kasım 1942 tarih 756 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak tarla niteliği ile 6270/16220 payı ... 9950/16220 payı Hazine adına tespit ve tescil edildiği, intikal yoluyla ...’nın payının ... ve ortaklarına geçtiği, daha sonra 2859 sayılı Kanun uyarınca yapılan yenileme kadastrosu ile 125 ada 9 parsel sayısı ve 16223,89 m2 yüzölçümü ile tespit ve tescil edildiği, taşınmaza karşı ... Yönetimi tarafından açılan dava sonucu ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/368 E., 2007/86 k. sayılı ilamıyla taşınmazın tapusunun iptali ile ... vasfı ile tesciline karar verildiği, hükmün 24/04/2008 tarihinde kesinleştiği, 20/01/2016 tarihinde ise eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, davacıların hisseli olarak malik olduğu taşınmazın tapusunun iptal edilmiş olması nedeni ile davalı Hazinenin TMK’nın 1007. maddesi gereğince sorumlu olduğu düşünülerek hüküm kurulmasında bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki tazminat istemine dayanak taşınmazın, tapulama sonucu 6270/16220 payı ..., 9950/16220 payı Hazine adına tespit ve tescil edildiği, intikal yoluyla ...’nın payının ..., ... ve ..."ye 25080/259520’şer paylı olacak şekilde geçtiği, daha sonra ... Yönetiminin tapu maliklerine karşı açılan dava sonucu taşınmazın tapusunun 2008 yılında iptal edildiği, tapu maliklerinden ...’nın 2010 yılında öldüğü ve mirasçılarından ...dışındakilerle tapu maliklerinden olan ... ve ... tarafından eldeki davanın açıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tapu maliklerinin hisse durumuna göre değer dağılımı yapıldığı, tapu maliklerinden ..., ... ve ...‘nın hissesine 89090,63’şer TL isabet ettiği belirtilmiş, ...’nın ölü olduğu nazara alınarak hissesine düşen 89090,63 TL’nin davacı olan mirasçılarına 1/5’er hisseli olarak isabet edeceği belirtilmiş iken mirasçılardan ...’nın davacı olmadığı hususu nazara alınmadan ...’nın tüm mirasçılarının davada taraf olduğu düşünülerek şahsa düşen payın tamamı üzerinden hesaplanan değerin davalıdan tahsiline karar verildiği, davada ...’nın mirasçılarından olan ...’nın yer almadığı hususu ise gözardı edilmiştir.
Bundan başka arazi niteliğindeki taşınmazın değerini gelir metoduna göre belirleyen bilirkişi raporu hükme esas alınmışsa da; bilirkişi raporunda esas alınan münavebe ürünlerinin dekar başına verim miktarları Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İl/İlçe Tarım Müdürlüklerinden, değerlendirme tarihindeki dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatları sorulmamış, dolayısı ile bilirkişi rapor içeriği denetlenememiştir.
O halde, çekişmeli taşınmaz tarım arazisi niteliğinde olduğundan, sulu-kuru olup olmadığı, yerleşim alanlarına uzaklığı, iklim şartları, arazilerin toprak ve topografik yapıları ve bölgelerindeki konumları gözetilerek oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle yeniden inceleme ve araştırma yapılmalı, taşınmazın tapusu iptal edilmeden önce davacıların hisseli olarak malik oldukları değerlendirilerek davacılar adına kayıtlı pay oranı dikkate alınarak tazminatın kapsamı belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup çekişmeli taşınmaza ilişkin bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılarak, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen ... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan sebeple Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)"nın 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin bölge adliye mahkemesine gönderilmesine 15/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.