17. Hukuk Dairesi 2016/1451 E. , 2018/5720 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı şirket hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı, davalı şirketin alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazları diğer davalılar olan ... ve ..."a devrettiğini, bu devirlerin muvazaalı olduğunu belirterek tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, kesinleşmiş bir alacak bulunmaması, davacı tarafca aciz vesikası sunulmaması ve ayrıca devirlerin muvazaalı olduğunun da ispatlanamaması nedeni ile davanın dava şartı yokluğundan ve esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK."nın 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanunu"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, ... Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Yukarıda bahsedildiği üzere davanın görülebilmesi için alacaklının kesinleşmiş bir alacağının ve icra takibinin bulunması zorunludur. Diğer bir deyişle davacının alacağının mevcudiyetine dair tereddüt bulunmamalıdır.
Somut olayda, dava dayanağı takip dosyası olan ... İcra Müdürlüğünün 2013/11136 sayılı icra takibine borçlu davalı şirket tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, alacaklı davacı tarafından ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esas sayılı dava dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı ve davanın derdest olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece itirazın iptali davasının sonucunun beklenilmesi ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Kabule göre de; mahkemece usulden ve esastan red kararı verilmiş ise de, yapılan araştırma hüküm kurmak için yeterli değildir. İlgili taşınmazların tapu kayıtları ve satışa ilişkin resmi akit tabloları getirtilerek, alanında uzman bilirkişilerce taşınmazların satış tarihindeki gerçek bedelleri belirlenip edimler arasında fahiş fark olup olmadığı
değerlendirilip, muvazaaya ilişkin tüm deliller toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 31.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.