14. Hukuk Dairesi 2016/175 E. , 2016/5531 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 27.10.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı 1402 sayılı parsel lehine, 1396 sayılı parsel üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Hüküm Dairemizin 2012/7935 Esas, 2012/9213 Karar sayılı ilamında "davacının maliki olduğu 1402 parsel sayılı taşınmazın genel yola çıkışının bulunmadığı, mutlak geçit ihtiyacı içinde olduğu sabittir. Mahkemece her ne kadar davacının davasını 1396 parsele özgülemiş olduğu, diğer seçeneklerden geçit kurulmasını istemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de dava dilekçesinde dava açılan güzergahın uygun görülmemesi halinde mahkemece uygun görülen diğer bir seçenekten geçit hakkı talep edilmesi ve davacının 27.01.2012 tarihli celsedeki beyanından davanın 1396 parsele özgülenmiş olduğu, diğer seçeneklerden geçit hakkı istenmediği sonucu çıkarılamayacağından mahkemece yeniden belirlenecek güzergahlardan geçit kurulup kurulmayacağı araştırılmalı, uygun görülen seçenekler üzerindeki parsellerin malikleri hakkında davacıya ayrı bir dava açması için süre verilmeli, dava açıldığı takdirde bu dosya ile birleştirilmeli veya usul ekonomisi gereğince bu kişilerin harçlı dava dilekçesi ile davaya katılmaları sağlanarak taraf teşkili tamamlandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yapılan yargılama sonucunda davacıya verilen kesin süre içerisinde taraf teşkili sağlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından temyiz edilen hüküm, Dairemizin 2013/5223 Esas, 2013/7036 Karar sayılı ilamında "davacıya davaya konu taşınmaza komşu olan tüm taşınmaz maliklerinin davaya dahil edilmesi için 28.9.2012 günlü oturumda iki haftalık kesin süre verilmiş ise de mahkemece hangi parsel maliklerinin davaya dahil edilmesi gerektiği de somut olarak tespit edilip davacıya bildirilmediği gibi verilen bu süre içinde tüm parsel maliklerinin ve bu kişilerin adreslerinin tespit edilmesi mümkün olmadığından verilen kesin süre usule uygun değildir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne; 1402 parselde tapuya kayıtlı taşınmaz lehine 1393, 1394, 1397 ve 1398 sayılı parsellerde tapuya kayıtlı taşınmazlar üzerinden kadastro teknik bilirkişisi ... "nin 20.06.2014 tarihli raporuna ekli 5 no"lu krokide gösterilen 89,76 m2"lik alandan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince öncelikle yüzölçümü daha büyük olan taşınmaz aleyhine geçit kurulması gerekir. Dosya içerisindeki tapu kayıtları, pafta sureti ile bilirkişi raporu ve krokilerine göre lehine geçit kurulması istenilen 1402 sayılı parselin batısındaki 1396 sayılı parselin yüzölçümünün, aleyhine geçit kurulan tüm parsellerden daha büyük olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece öncelikle 1396 sayılı parsel üzerinden geçit kurulması gerekir. Ancak dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre 1395 sayılı parsel ile 1396 sayılı parselin malikinin aynı şahıs olduğu anlaşıldığından bu iki parselin bir bütün olarak düşünülmesi ve bölünmeksizin geçit kurulması gerekmektedir. Bu nedenle 1395 ve 1396 sayılı parsellerin neresinden geçit kurulması gerektiği konusunda öncelikle malikinin tercihi sorulmalıdır. Her iki parselin ortak sınırından geçit kurulmasının uygun olmayacağı da değerlendirilerek 1396 sayılı parselin kuzeyinden (parselin içerisinden) veya 1395 sayılı parselin doğu ve güney sınırından devam ederek (parselin içerisinden) batıdaki ... yoluna ulaşacak şekilde en uygun seçenekten geçit kurulmalıdır.
Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.