14. Hukuk Dairesi 2017/1136 E. , 2021/396 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.03.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, ... köyünde bulunan 8 ve 14 parsel sayılı taşınmazlardaki ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesini talep etmiştir. Sonradan sunduğu 18.02.2016 tarihli dilekçesi ile 14 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davasını ıslah ederek ortaklığın satış suretiyle giderilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taşınmazlarda kendisine ait muhtesatlar bulunduğunu, öncelikle davanın reddini, olmadığı takdirde aynen taksim suretiyle muhtesatlar da dikkate alınarak ortaklığın giderilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile ... Mahallesi 8 ve 14 parsel numaralı taşınmazlardaki ortaklığın 16.06.2015 tarihli fen bilirkişisi raporu ve ekindeki kroki uyarınca aynen taksimi ile giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ise ilgili belediyeden, belediye dışında ise İl İdare Kurulundan bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur.
Belediye Encümeni veya İl İdare Kurullarınca 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümlerine uygun bulunması halinde onaylanması gereken ifraz projesinde kimlere nerelerin verileceği, bu konuda paydaşlar aralarında anlaşamazlarsa hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Somut olaya gelince; mahkemece dava konusu taşınmazların mahallinde teknik bilirkişi vasıtasıyla yapılan keşif sonrasında alınan fen bilirkişi raporuna göre, aynen taksiminin mümkün olduğu gerekçesiyle ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesine karar verilmişse de yukarıda açıklanan hususlar uyarınca Belediye veya İl İdare Kurulundan bilirkişi tarafından düzenlenen ifraz (taksim) projesi gönderilerek aynen taksimin mümkün olup olmadığı hususu sorulmadan karar verildiği; kaldı ki davacının ivaz ilavesi suretiyle aynen taksim hususundaki talebinin bilirkişi marifetiyle de tespit edilmiş olmasına karşın hükümde bu husus tartışılmaksızın ivazsız aynen taksime karar verilmesi de hatalıdır. Bu durumda mahkemece, yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle araştırma ve inceleme yapılması, mümkünse dava konusu taşınmazların aynen taksimi konusunda birden fazla ihtimalli ifraz projesinin hazırlanması, tarafların ifraz projeleri hakkında beyanlarının alınması, ivaz hususunun gerekip gerekmediğinin tartışılması, hükme esas alınacak projenin ilgili kurumlar tarafından onaylanmasından sonra aynen taksim konusunda hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, hükmün infaza elverişli olması gerekirken ‘aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesi’ şeklinde hüküm kurulması ile yetinilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 27.01.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.