15. Ceza Dairesi 2017/8817 E. , 2019/12006 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanık ... hakkında TCK"nın 158/1-d ve e, 52/2-4, 53/1, 204/1, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan beraat
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık ...’in mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından, resmi belgede sahtecilik suçundan sanık ...’in beraatine yönelik hüküm ise Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’in, İzmir Büyükşehir Belediyesinde ihale ile yüklenici firma olan İzelman Anonim Şirketi’ne, İzmir Büyükşehir Belediyesi Eshot Genel Müdürlüğü bünyesinde şoför olarak çalıştırılmak üzere iş başvurusu yaptığı ve bir süre çalıştıktan sonra başvuru sırasında ibraz ettiği meslek lisesi diplomasının sahte olduğunun tespit edildiği, sanığın çalıştığı süre olan 11/10/2011- 16/02/2012 tarihleri arasında toplam olarak 6.081,28 TL maaş aldığı, sanık ...’in sahte diplomayı kendisine sanık ...’in temin ettiğini beyan ettiği, bu suretle sanık ...’in nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını, sanık ...’in ise resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 31/03/2009 tarih ve 2008/6-256 Esas ve 2009/79 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “şüpheden sanık yararlanır” kuralı gereğince, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulunun, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılmamış olan olaylar ve iddiaların, sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı, ceza mahkumiyetinin, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanarak ve diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiği, somut olayda; sanığın tüm aşamalarda alınan ifadelerinde, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği, tanık ... tarafından sanık ...’in ifadesinin doğrulanmadığı, yaptırılan bilirkişi incelemesinde, diploma üzerindeki yazılar ve imzaların sanık eli ürünü olmadığının tespit edildiği anlaşılmakla, sanık ...’in suç isnadından başka mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmaması karşısında, sanık ...’in beraatine yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, sanığın savunması alındıktan sonra suç vasfı nedeniyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği, İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nin karşı görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından 30/05/2013 tarih, 2013/8465 ve 2013/5937 sayılı ilam ile İzmir Ağır Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği ancak bu aşamada sanık müdafiine duruşma günü ve saatinin tebliğ edilmediği, sanık ve müdafiine duruşmaya katılma imkanı tanınmaksızın yokluklarında yargılamaya devam edilerek 5271 sayılı CMK"nin 193. ve 196. maddelerine aykırı davranılmak suretiyle mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, 18/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.