10. Hukuk Dairesi 2020/5023 E. , 2021/7250 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul 19. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti sigorta primine esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara karşı tüm taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi taraf avukatları tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının 10.04.2008 – 14.12.2014 tarihleri arasında davalılar yanındaki çalışmalarının ve prime esas ücretinin tespitini talep etmiştir.
II- CEVAP
Fer’i Müdahil Kurum ve davalılar vekilleri davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
“Davacının davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine,
Davacının 10.04.2008-14.12.2014 tarihleri arasında davalılara ait ikamette sigortalılığı gerektirecek mahiyette çalışması olduğu kanaatine varılarak “...” unvanlı ... sicil numaralı işyerinden, davalılar yanında;
10.04.2008 - 30.06.2008 tarihleri arasında 81 gün ve günlük 20,28 TL kazançla,
01.07.2008 - 31.12.2008 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 21,29 TL kazançla,
01.01.2009 - 30.06.2009 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 22,20 TL kazançla,
01.07.2009 - 31.12.2009 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 23,10 TL kazançla,
01.01.2010 - 30.06.2010 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 24,30 TL kazançla,
01.07.2010 - 31.12.2010 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 25,35 TL kazançla,
01.01.2011 - 30.06.2011 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 26,55 TL kazançla,
01.07.2011 - 31.12.2011 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 27,90 TL kazançla,
01.01.2012 - 30.06.2012 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 29,55 TL kazançla,
01.07.2012 - 31.12.2012 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 31,35 TL kazançla,
01.01.2013 - 30.06.2013 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 32,62 TL kazançla,
01.07.2013 - 31.12.2013 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 34,05 TL kazançla,
01.01.2014 - 30.06.2014 tarihleri arasında 180 gün ve günlük 35,70 TL kazançla,
01.07.2014 - 14.12.2014 tarihleri arasında 164 gün ve günlük 37,80 TL kazançla,
olmak üzere 2.405 gün sigortalı olarak çalıştığının tespitine,
Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine” karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“Davacının, davalıların ve Feri Müdahilin istinaf istemlerinin reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı vekili, ücretlerin elden ödendiği, ücretin asgari ücret olduğunun ispat külfetinin davalılara ait olduğu, emsal ücret araştırmasında 2.250,00 TL. emsal ücret bildirildiği gerekçeleriyle sigorta primine esas kazancın tespitine yönelik talebin reddine dair hükmün bozulmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili, ... yönünden hüküm kurulmadığı, davacının sadece çağrı üzerine ev işlerinde çalıştığı, çalışmasının devamlı olmadığı, davacının yazları memleketine gittiği, hacca gittiği, rahatsızlandığında, ramazan aylarında çalışmadığı, davalıların yaz aylarında yazlıklarında kaldıkları, çalışmaların kesintili ve dönemsel olup hizmet akdinin unsurlarının bulunmadığı gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
Fer’i müdahil vekili, dinlenen tanıkların niteliklerinin ve beyanlarının davayı ispatlamaktan uzak olduğu gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi uyarınca; "Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." Aynı Kanunun 294-301 maddelerinde ise mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Yine aynı Kanunun 297. maddesinin (2). fıkrasına göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur.
Somut olayda mahkemece verilen hükümde; davacının “...” unvanlı ... sicil numaralı işyerinde” ve “davalılar yanında” çalıştığının tespitine karar verilerek hükmün kendi içinde çelişki yaratılmıştır.
Bilindiği üzere kararların infaz edilecek kısmı hüküm fıkrasıdır. Yukarıdaki şekilde hüküm kurulduğunda, davacının ... adına tescilli işyerinde çalıştığının kabulü halinde diğer davalı yönünden verilmiş bir hüküm bulunmamaktadır.
Kamu düzeni amacıyla konulmuş, emredici hükümlerden olan yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırı olarak hükmün kendi içerisinde çelişki oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, hükmü temyiz eden tüm tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının, HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılara iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 31/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.