11. Hukuk Dairesi 2015/3989 E. , 2016/1700 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
.
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/12/2014 tarih ve 2009/352-2014/866 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 16.02.2016 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ..."nın 22/07/2008 tarihinde şirket olağanüstü genel kurul toplantısında şirket müdürlüğünden azledildiğini, azlin ardından uhdesinde bulunan 11 adet çeki şirkete teslim etmeyip hamiline yazılı olan çekleri babası..."ya verdiğini ve bu çeklerin babası... tarafından icra yolu ile tahsil edilmeye çalışıldığını, icra takibi sebebiyle açılan menfi tespit davasına 110.500,00 TL teminat yatırıldığını ve icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için şirketin 953.000,00 TL parasının icra veznesinde tutulduğunu, şirketin, şirket müdürü ..."nın babasına böyle bir borcu olmadığını, verilen çekleri davalının yetkisizken imzaladığını, icra veznesinde olan paraya faiz işlemediğinden açılan icra takibinde talep edilen faiz oranından hesaplanmak üzere şirketin uğradığı zararın tespit edilmesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL"nin davalıdan faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle talebini 291.515,48 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, dava konusu edilen hususlarla ilgili bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalının yönetici sıfatının gerektirdiği özenle hareket etmediği, şirket menfaatlerini gözetmediği ve kendisine duyulan güveni suistimal ettiği, buna göre dava konusu edilen çeklere ilişkin zararı karşılamakla mükellef olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, 291.515,48 TL’nin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, limited şirket müdürü olarak görev yapan davalının, yaptığı iş ve işlemlerle şirketi zarara uğrattığı iddiası ile sorumluluk hukuki nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili davada davalı ..."nın 22/07/2008 tarihinde şirket olağanüstü genel kurul toplantısında şirket müdürlüğünden azledildiğini, azlin ardından uhdesinde bulunan 11 adet çeki şirkete teslim etmeyip hamiline yazılı olan çekleri babası..."ya verdiğini ve bu çeklerin babası... tarafından icra yolu ile tahsil edilmeye çalışıldığını, şirketin parasının icra veznesinde tutulduğunu, icra veznesinde olan paraya faiz işlemediğinden faiz işletilmek suretiyle hesaplanmak üzere şirketin uğradığı zararın tahsili istenmiş, bilirkişi raporuyla icra veznesine 30.10.2008 tarihinde yatırılan ve 18.05.2012 tarihinde davacıya iade edilen 253.724,22 TL için ve icra veznesine 10.11.2008 tarihinde yatırılmış olup da 18.05.2012 tarihinde davacıya iade edilen 651.545.00 TL için mahrum kalınan faiz tutarları hesaplanmış, mahkemece tespit edilen miktarlara hükmedilmiştir. Ancak, dava tarihi 06.07.2009 olup, dava konusu edilen icra veznesine yatırılmış paraların davacı şirkete yargılama devam ederken 18.05.2012 tarihinde teslim edildiği belirlendiğine göre, her davanın açıldığı tarihe göre değerlendirilmesi gerektiğinden, yapılacak olan zarar miktarının tespitinde dava tarihinin baz alınması, bu suretle de davacı tarafından icra veznesine paranın yatırıldığı tarihten dava tarihine kadar olan dönemdeki faiz miktarına hükmedilmesi gerekmektedir. Bu suretle yazılı gerekçeyle zarar miktarının davanın açılmasından sonraki bir tarih olan paranın davacıya iade edildiği tarihe kadar olan faizi hesaplanmak suretiyle belirlenmesi doğru görülmemiştir.
3- Kabule göre de; davacının parayı icra veznesine yatırdığı tarihten kendisine iade edildiği tarihe kadar olan faiz miktarı belirlenip, bu miktara hükmedildiğine göre, faiz başlangıcının paranın iade tarihinden daha önceki bir tarih olan dava tarihi olarak gösterilmesi de doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.