Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/5
Karar No: 2010/109
Karar Tarihi: 18.01.2010

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2009/5 Esas 2010/109 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2009/5 E.  ,  2010/109 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, davalı işveren nezdinde 15.1.2004-26.4.2005 ve 1.5.2005-4.6.2005 tarihleri arası çalıştığının tespiti ile işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    KARAR
    1.Dosyadaki yazılara,toplanan delillere,hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz nedenlerine göre davalı işveren ile davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2.Dava, davacının 15.01.2004-26.04.2005 ile 01.05.2005-04.06.2005 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve Kurum’a bildirilmeyen çalışmalarının tespitiyle işçilik alacaklarının davalı işverenden tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile işçilik alacaklarının davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Davacı vekili dava dilekçesinde davacının 15.01.2004 tarihinde işe başladığını ancak davalı işverence 26.4.2005 tarihinde sigortaya bildirim yapılarak 5 günlük çalışmasının bildirildiğini açıklamak suretiyle 15.1.2004-26.4.2005 ile 1.5.2005-4.6.2005 tarihleri arasındaki sürenin tespitini istemiştir. Bu açıklamadan davacının 15.1.2004-4.6.2005 tarihleri arasında bildirilmeyen eksik sürelerin tespitini amaçladığı, dosyadaki bilgi, belge ve delillerden davacının 15.1.2004-5.7.2005 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde çalıştığı davalı işverence 26.4.2005-5.7.2005 tarihleri arasındaki çalışmanın davalı Kuruma tam olarak bildirildiği anlaşılmaktadır.
    H.U.M.K.’nun 388/son maddesi gereğince, hüküm kısmında istek sonuçlarından her biri hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer, birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Öte yandan aynı kanunun 389. maddesinde de verilen karar ile iki tarafa yükletilen yükümlülüklerin kuşku ve duraksama gerektirmeyecek surette çok açık olarak yazılması gerektiği bildirilmiştir.
    Mahkemece hizmet tespiti davasının kabulüne karar verildiği halde hüküm fıkrasında tespitine karar verilen sürenin belirtilmemiş olması, öte yandan davacı ile davalı kurum arasında hizmet akdi bulunmadığı gibi davalı Kuruma bağlı iş yerinde geçen bir çalışma da sözkonusu olmadığından işçilik alacaklarından davalı kurumunda sorumluluğunu doğuracak şekilde davalılardan tahsiline karar verilmesi ayrıca işçilik alacağının bir bölümü reddedildiğinden davalı şirket yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken ret
    nedeniyle hükmedilen avukatlık ücretinin "davalıya verilmesine" karar verilerek hangi davalıya verildiğinin hüküm yerinde gösterilmeyerek hükmün infazında tereddüt yaratılmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bedindeki “davanın kabulüne” sözcüklerinden gelmek üzere “davacının davalıya ait işyerinde 15.1.2004-5.7.2005 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının kabulüyle eksik bildirilen 15.1.2004-26.4.2005 tarihleri arasındaki sürede 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak hizmet akdi ile çalıştığının tespitiyle, bildirilen 1.5.2005-4.6.2005 tarihleri arasındaki sürenin tespitine hukuki yarar bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına” rakam ve sözcüklerinin eklenmesine, hükmün 1. bendinin 6. satırındaki “davalılardan” sözcüğünün çıkarılarak yerine “davalı şirketten” sözcüklerinin yazılmasına, 4. bendinin 3. satırındaki “davalıya” sözcüğünün çıkarılarak yerine “davalı şirkete” sözcüklerinin yazılmasına hükmün bu değiştirilmiş ve düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden ... ."ne yükletilmesine,
    18.01.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi