19. Hukuk Dairesi 2017/5104 E. , 2019/5126 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Samsun 1. Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki maaş hesabına konulan blokenin kaldırılması davası hakkında Samsun 1. Tüketici Mahkemesi’nden davanın reddine yönelik olarak verilen 2015/761 esas ve 2017/262 karar sayılı ve 14/03/2017 tarihli hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine yönelik kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının işyerinden almış olduğu maaşının davalı bankanın Samsun ... şubesindeki hesabına yatırıldığını, davalı banka şubelerinden değişik zamanlarda tüketici kredisi kullandığı gibi, aynı bankadan 1 tane de kredi kartı aldığını, bankadan kullandığı tüketici kredisi ile kredi kartı borçlarının tahsili için davalı banka tarafından Samsun 8. İcra Müdürlüğü"nün 2012/8580, 2012/8578, 2015/915 esas sayılı ve Samsun 4. İcra Müdürlüğü’nün 2012/9517 sayılı dosyalarından da takip başlatılıp, maaşına haciz konularak maaşında başkaca hacizler de bulunduğundan kesinti için sıraya girdiğini, bu işlemin yapılmasından kısa bir süre sonra davalı banka uhdesinde bulunan maaş hesabına banka tarafından bloke konulduğunu, bloke konulan tutarı icra dairesine göndermediği gibi davacının kullanmasını da engellediğini ileri sürerek, davalı bankanın Samsun ... Şubesi’ndeki maaş hesabına konulan blokenin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının davalı bankanın maaş müşterisi olup, maaşının çalıştığı kurum tarafından bankada açmış olduğu ... nolu vadesiz hesabına yatırıldığını, ayrıca davacının talebi ile davalı banka tarafından kendisine ... numaralı yatırım hesabı açıldığını ve bu hesap açılırken imzalanan sözleşme hükümlerine göre davacının vadesiz hesabında 250.-TL ve üzerinde nakit bulunması halinde paranın otomatik olarak yatırım hesabına aktarıldığını, davacının kullanmış olduğu kredi ve kredi kartına ilişkin borçlarını ödemediği için hakkında icra takipleri yapıldığını, ayrıca taraflar arasında imzalanan bireysel ürün ve hizmet paketi sözleşmesinin rehin, takas ve mahsuba ilişkin düzenlemelerine göre davacının yatırım hesabına bloke konulduğunu, davacının iddia ettiği gibi maaş hesabında bloke bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında imzalanan 02/03/2010 tarihli Bireysel Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi ve 17/02/2011, 25/03/2011 ve 25/01/2012 tarihli Tüketici Kredisi Sözleşmelerinde rehin, takas, mahsup ve hapis hakkına ilişkin hükümler nazara alındığında, davacının emekli maaşına ve bankadaki alacaklarına banka tarafından bloke konulmasına muvafakat ettiği, borcun ödenmemesi üzerine bankanın, söz konusu hükme dayanarak kesinti ve tahsilat yapmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, taraflar arasında düzenlenen tüketici kredisi sözleşmelerindeki rehin, takas, mahsup ve hapis hakkına ilişkin düzenlemelerin 6502 sayılı Yasa kapsamında haksız şart niteliğinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, taraflar arasında imzalanan Bireysel Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi ve Tüketici Kredisi Sözleşmelerinin rehin, takas, mahsup ve hapis hakkına ilişkin hükümleriyle, kullanmış olduğu kredilere ilişkin banka nezdindeki maaşı, mevduat hesapları ve tüm alacakları üzerinde hapis, mahsup ve takas etme yetkisini davalı bankaya verdiği, gerek mülga 4077 sayılı Yasa gerekse halen yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa kapsamında 28/02/2009 tarihinden sonra kullanılan kredilerde maaşından kesinti yapılmasına yönelik muvafakatlar önceden verildiğinden haksız şart teşkil etmeyeceği, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle ilk derece mahkemesince dosyanın hukukçu bilirkişiye tevdi edilmesi H.M.K.’nın 266. maddesine aykırı ise de ilk derece mahkemesince ve istinaf mahkemesince meselenin hakim tarafından değerlendirilerek sonuçlandırılması, bilirkişi raporuna dayanılmaması, bu durumun sonuca etkili olmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 13/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.