23. Hukuk Dairesi 2014/717 E. , 2014/6214 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Eskişehir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/11/2013
NUMARASI : 2013/122-2013/619
Taraflar arasındaki karşılıklı alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, müvekkili ve davalı arsa sahibi arasında arsa payı karşılığı inşaat yapım ve satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, sözleşme gereğince inşaatın su basman seviyesine kadar yapıldığını, davalının sebepsiz olarak sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, müvekkilinin yapmış olduğu işler bedeli ile mahrum kalınan kâr bedeli olmak üzere toplam 20.000,00 TL" nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davanın reddini istemiş; karşı davada, davalı yüklenicinin inşaat yapmak için müvekkiline ait işyerleri ve evleri yıktığını, inşaatı süresinde bitirememesi nedeniyle 5.000,00 TL zarara uğradığını ileri sürerek, bu miktarın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, asıl ve karşı davanın reddine ilişkin kararın, asıl davada davacı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 28.01.2005 tarih ve 2004/3-66 Esas 2005/326 K. sayılı ilamıyla, diğer temyiz itirazlarının reddiyle, davacı yükleniciye mehil verilerek ve masrafı kendisinden alınarak beton deneylerinin yaptırılması, ruhsatsız ve projesiz yapılan imalatın yasal hale gelip gelmeyeceği ve davalının işine yarayıp yaramayacağının belirlenmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, akdin feshinde asıl davada davacı yüklenicinin kusurlu olduğu, bu nedenle feshe bağlı kâr kaybını talep edemeyeceği, ancak inşaatın davalının işine yaraması halinde imalat bedelini talep edebileceği, asıl davada davacı tarafından yapılan ruhsatsız ve projesiz imalatın yasal hale gelebileceği, inşaatın bulunduğu seviyedeki değerinin 6.698,73 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 6.698,73 TL iş bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karar Dairemizin 05.02.2013 tarih 2012/5559 Esas, 2013/539 Karar sayılı ilamıyla, uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmadığı, yüklenici tarafından yapılan imalatın arsa malikinin işine yarayıp yaramayacağı belirlendikten sonra, işine yaramayacaksa veya güçlendirme ve yasal hale getirme masrafları ekonomik olmayacaksa yüklenicinin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde, güçlendirme ve yasal hale getirme masraflarının yapılan işlerin yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçlerine göre belirlenen değerinden mahsubu ile kalan miktarın hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, arsada bulunan imalatın bayındırlık birim fiyatlarıyla hesaplanan bedelinin hüküm altına alınmasının doğru olmadığı belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; ruhsatsız olarak yüklenici tarafından imal edilen temel imalatların arsa sahibinin işine yaramayacağı gibi güçlendirme çalışmasının da yeni yapımdan daha pahalı olacağı, sözleşmenin fesh edildiği de dikkate alındığında asıl davada davacının yapmış olduğu işler nedeni ile mahrum kalınan kâr bedeli isteminin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine; karşı dava yönünden ise davanın reddine ilişkin karar kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı vekili temyiz etmiştir.
29.01.1999 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 04.03.2013 olarak yazılmış olması, HMK"nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re"sen düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.