10. Hukuk Dairesi 2018/2542 E. , 2018/11168 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1. maddesi hükmünde, “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı, 02/09/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08/06/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20"nci maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” düzenlemesinin yer alması ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağının 506 sayılı Kanun, giderek, 79. madde olduğu kabul edilmelidir.
506 sayılı Kanunun 79. maddesine dayalı bu tür davaların kamu düzenine ilişkin bulunmaları, sigortalılığın zorunlu, kişiye bağlı ve devredilemez bir hak olması nedeniyle özel bir duyarlılıkla araştırma yapılarak deliller resen toplanmalıdır.
İnceleme konusu davada; davacı 1970 - 1980 yılları arasında davalı ... başkanlığında geçen çalışmalarının tespitini talep ettiği, davanın kısmen kabulüne dair ilk karar Dairemizin 15.12.2015 tarihli ilamı ile dava konusu işyerinin bir kamu kuruluşuna ait olması da dikkate alınarak, davalı işveren Belediye Başkanlığı nezdinde bulunan çalışmaya ilişkin diğer kayıt ve belgeler ile, özellikle, talebe konu tüm dönemleri kapsayacak şekilde ücret ödeme bordrolarının ve dört aylık sigorta primleri dönem bordrolarının tamamı getirtilmeli, getirtilecek dönem bordrolarının Kuruma intikal edip etmediği, etmemiş ise bunun nedenleri, kayıtlarda görünmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince ve yeterince araştırılmalı; davalı Kurum nezdinde bulunan işyeri kayıtları ve dönem bordrolarının tamamı celbedilmeli, davalı işyeri nedeniyle yapılmış varsa Kurum tespiti, tahkikat raporu, yerel denetim tutanakları gibi kayıt ve belgeler getirtilmeli, böylece, bu konuda yeterli ve gerekli tüm araştırma yapılarak uyuşmazlık konusu hususun, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenmesi gerektiği yönlerinden bozulduğu, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargitay İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; Mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama "usuli kazanılmış hak" olarak adlandırılır. Bu hukuki müessese Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve istenilenler kapsamında işlem yapmak ve hüküm kurma zorunluluğunu getirir.
Somut davada; Dairemiz bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de bozma ilamı gereğince yeterli ve gerekli araştırma yapılmadan hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Somut davada; davacı adına davalı belediyeye ait.... sicil sayılı işyerinden 1973/1. dönem 11 gün bildirimde bulunulduğu, yine davalı belediyeye ait 552 sicil sayılı işyerinden 1973/2-3-4 dönemlerine ilişkin 270 gün sehven.... ismiyle bildirimde bulunulduğu görülmektedir. Dosya kapsamından ve tanık anlatımlarından davacının çalıştığı anlaşılmakta ise de çalışmanın süresi ve kapsamının belirlenmesinde eksik inceleme yapılmıştır.
6100 sayılı HMK 119/1-e maddesi gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, 194 maddesi gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK 31 maddesi gereğince, hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, HMK 31 maddesi ve 119/1-e maddesi gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Bu nedenle mahkemece öncelikle, davacının kim tarafından işe alındığı, çalışırken kimden emir ve talimat aldığı, hangi tarihlerde hangi işlerde çalıştığı, çalışma arkadaşlarının kimler olduğu davalı işyerinde hangi tarihlerde hangi işlerde çalıştığı, çalışma şeklinin nasıl olduğu,kısmi mi yoksa tam zamanlı mı çalışıldığı, yıllar itibariyle ara verilip verilmediği, kesintili olup olmadığı, ücretlerini nasıl aldığı hususlarında beyanı alınarak ve eksik hususlar davacıya açıklattırılarak dava konusu somutlaştırılmalı, davacının beyanında isimleri geçen kişiler ile davalı belediyede idareci konumunda çalışanlar tespit edilerek tanık olarak beyanları alınmalı, re"sen araştırma ilkesi gereğince aynı dönemde belediyede kadrolu olarak çalışanlar ile dönem bordrolarında bildirimi bulunan çalışanlar ve komşu iş yeri sahibi veya çalışanları arasından mahkemece re"sen tespit edilecek tanıkların dava ile ilgili bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylece bu konuda yeterli ve gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu hususlar, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."na iadesine, 26/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.