23. Hukuk Dairesi 2014/2035 E. , 2014/6210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/10/2013
NUMARASI : 2013/88-2013/569
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı-borçlu F.. C.."in, davacı banka ile yapmış olduğu sözleşmeye istinaden kullandığı kredi borcunu ödememesi üzerine hesabının kat edilerek kendisine ihtarname gönderildiğini, borç ödenmeyince 30.05.2012 tarihinde Adana 12. İcra Müdürlüğünün 2012/5348 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun çalıştığı işyeri olan Hakkari Üniversitesi Rektörlüğü Maaş Mutemetliği"ne maaş haczi için gönderilen müzekkereye verilen cevapta müvekkilinin maaş haczinde 2. sırada olduğunun bildirildiğini, birinci sırada yer alan davalı A.. A.."ın alacağının muvaazalı olduğunu ileri sürerek, davalı F.. C.."in maaşı üzerindeki hacizler için yapılan sıra cetvelinin yeniden düzenlenmesini ve davalı taraflar arasında muvazaalı borç ilişkisine dayanarak açılan Adana 13. İcra Müdürlüğü"nün 2012/7002 E. sayılı takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, alacağın gerçek olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı A.. A.."ın alacaklı olduğuAdana 13. İcra Müdürlüğü"nün 2012/7002 E. sayılı dosyasında takip dayanağı senedin 10.07.2012 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile takibe konulduğu, senedin her zaman geriye dönük olarak düzenlenebileceği, alacağın muvazaalı olduğu iddiası ile sıra cetvelindeki alacağa itiraz davalarında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu, senedin borcun varlığı için yeterli olmadığı, alacaklının yazılı delille bononun dayandığı alacağın varlığını ispat etmesi gerektiği, davalılar tanık deliline dayanmışlarsa da alacağın varlığına dair tanık dinletilemeyeceği, davacı bankanın takip tarihi ve muacceliyet ihbarname tarihlerinin önce olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile Adana 12. İcra Müdürlüğü"nün 2012/5348 E. sayılı dosyasında maaş haczinin 1. sırasında bulunan Adana 13. İcra Müdürlüğü"nün 2012/7002 E. sayılı dosyasındaki alacağın sıra cetvelinden çıkartılmasına, sıra cetvelinin bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, muvazaa nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre; borçlunun maaşının 1/4"ü üzerine konulan muhtelif hacizler, borçlunun görev yaptığı Hakkari Üniversitesi Rektörlüğü"nce sıraya konulmuş olup, davacı tarafça Hakkari Üniversitesi Rektörlüğü"nce yapılan bu sıralamada 1. sırada yer verilen davalı A.. A.."ın alacağının muvazaalı olduğu iddiasıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İİK"nın 140/1. maddesinde İcra Müdürlüğünce hangi hallerde haciz sıra cetveli düzenleneceği belirtilmiştir. Maddeye göre haciz sıra cetvelinin düzenlenebilmesi için satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmemesi gerekir. Bu madde uyarınca düzenlenen bir sıra cetvelinde, hacizlere ilişkin takip dosyası (takip tarihi, haciz tarihi, alacak miktarı gibi) bilgilerine, ipotek veya hapis hakları varsa bu hakların tesis edildiği tarihlere ve dayanak bilgilerine yer verilmesi gerekir. Somut olayda, icra dosyasına intikal etmiş bir para bulunmamaktadır. İİK"nın 83/2. madde hükmüne göre, maaş üzerinde birden fazla haciz varsa bunlar İcra Müdürlüğünce sıraya konur ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez. Açıklanan bu durum karşısında İcra Müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK"nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine Hakkari Üniversitesi Rektörlüğü"nce bu madde hükmü uyarınca düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK"nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemez. Bu durumda mahkemenin Hakkari Üniversitesi Rektörlüğü"nce yapılan bu sıralamanın İİK"nın 140/1. maddesi uyarıca İcra Müdürlüğü"nce düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek aynı Kanun"un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalı alacaklıda olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın bu ilkelere göre çözümlenmesi doğru olmamıştır.
04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK"da da belirlendiği gibi, HMK"nın 24/1, 25, 26,30 ve 33. (HUMK"nın 74,75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re"sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür. Bu durumda mahkemece, davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK"nın 19.(818 sayılı BK"nın m. 18 ) maddesinde düzenlenmiş muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, davanın tavsifinde yanılgıya düşülerek ve ispat yükü davalı alacaklıya yüklenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2)Bozma nedenine göre, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
3)Kabule göre; Sıra cetveline yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK"nın m.17/I) gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve hüküm fıkrasında sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir.
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise, kıyasen uygulanması gereken İİK"nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır.
Mahkemece, sıra cetveline alacağın esas ve miktarına yönelik olan muvazaa iddiası ile itirazda bulunulduğu kabul edilerek, hüküm kurulduğuna göre, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Diğer yandan, İİK"nın 142/1. maddesi hükmüne göre “Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebilir”. Bu hükümle, sıra cetvelinde yer alan bir alacaklının, pay ayrılmış diğer alacaklıların alacağının esas ve miktarına itiraz etmeleri düzenlenmiştir. Sıra cetveline itiraz davasında takip borçlusunun alacaklı sıfatı bulunmadığından ve kendisine pay ayrılmadığından davalı sıfatı bulunmamaktadır. Bu davalar, davalı alacaklı ile dava dışı olması gereken borçlu arasında alacağın muvazaalı oluşturulduğu ve davacı alacaklıdan mal kaçırma amacı güdüldüğü iddiasına dayalı davalardır. Somut olayda davacının, borçluyu da hasım olarak gösterdiği anlaşıldığından mahkemece, borçlu ile ilgili davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmemesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.