23. Hukuk Dairesi 2014/1988 E. , 2014/6209 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 15/01/2014
NUMARASI : 2013/827-2014/5
Taraflar arasındaki genel kurul toplantısı kararının ve çağrısının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin denetçisi olan davalının 18 Ocak 2014 ve çoğunluğun oluşmaması halinde 25 Ocak 2014 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına 03.12.2013 tarihinde karar verdiğini, toplantı çağrısında bulunduğunu, toplantı kararının ilgili mevzuat hükümlerine aykırı ve dayanaksız olduğunu ileri sürerek, toplantı kararının ve çağrısının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre; denetçiler kurulu genel kurulu gerektiğinde toplantıya çağırma yetkisine 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 43. madde uyarınca sahip ise de; denetçiler kurulunda yer alan tek bir üyenin genel kurulu tek başına aldığı bir kararla toplantıya çağırma yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile denetçi G.. Y.."nin 18 Ocak 2014 Cumartesi günü saat: 13.00"da ve çoğunluğun toplanamaması halinde 25 Ocak 2014 Cumartesi günü 13.00"da Olağanüstü Genel Kurul toplantısı yapılmasına ilişkin 03.12.2013 tarihli olağanüstü toplantı kararının ve toplantı çağrısının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava, genel kurul toplantı kararının ve çağrının iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 43. maddesi ile anasözleşmenin 27/1, 2, 3. fıkrası " Yönetim kurulu veya anasözleşme ile bu hususta yetkili kılınan diğer bir organ ve gerektiğinde denetçiler kurulu, ortağı olduğu üst birlik ve tasfiye memurları genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptirler. Ancak genel kurul yukarıda belirtildiği şekilde toplanamadığı takdirde ilgili bakanlık genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptir."hükmünü içermektedir. Anasözleşmenin 54. maddesinin 1. fıkrasının 5. bendinde, yönetim kurulunun ihmali halinde genel kurulu olağan veya olağanüstü toplantıya davet etmek, denetim kurulunun görevi ve yetkilerinden biri olarak sayılmış ise de, 2. ve 3. fıkralarında "Denetim kurulu üyeleri, görevleri çerçevesinde işlerin yürütülmesinde gördükleri noksanlıkları, kanun ve anasözleşmeye aykırı hareketleri bundan sorumlu olanları bağlı bulundukları organa ve gerekli hallerde aynı zamanda genel kurula haber vermekle yükümlüdür. Denetim kurulu üyeleri, kendilerine kanun ve anasözleşme ile verilen görev ve yetkileri, gerektiğinde tek başlarına da kullanabilirler." hükmüne yer verilmiştir.
Mahkemece, davalı denetçinin tek başına genel kurul toplantısı ile ilgili çağrı yapmasının, anasözleşmenin 54/3. maddesindeki "gerektiğinde" koşuluna uygun olup olmadığının, davalının dava konusu 03.12.2013 tarihli kararında belirtilen gerekçe de dikkate alınarak, somut olay bakımından değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hükmün gerektiğinde denetçilerden birine genel kurulu toplantıya çağırma yetkisini verdiği gözden kaçırılarak ve sadece Kanun"un 43. maddesi hükmü gerekçe yapılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Diğer yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 99/2. maddesi gereğince uygulanması gereken HMK"nın 317/2. maddesi " Cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak mahkeme durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus ve iki haftayı geçmemek üzere ek bir süre verebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir." hükmünü içermektedir. Dosya kapsamından dava dilekçesinin davalıya 13.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği, duruşma gününün 15.01.2014 tarihine bırakılmış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, cevap süresinin uzatılması mümkün ise de kısatılması mümkün olmayıp, mahkemece, yukarı açıklanan nedenle, somut olay bakımından değerlendirme yapılması gerektiğinden, diğer anlatımla HMK"nın 320. maddesi hükmü uyarınca tarafların bu çerçevedeki dinlenmesi ve delillerinin incelenmesi, değerlendirilmesi ve tahkikat yapılması gerektiğinden, cevap süresinin kısaltılması sonucunu doğuracak şekilde duruşma günü verilmesi ve verilen bu ilk duruşma yönünde yargılamaya son verilerek karar verilmesi suretiyle davalının savunma hakkının kısıtlanması HMK"nın 27. maddesine aykırı olmuştur.
Öte yandan, 15.01.2014 tarihi olan karar tarihinin, gerekçeli karar başlığında 16.01.2014 olarak yazılması doğru olmamıştır.
SONUÇ :Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içeresinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.