6. Ceza Dairesi Esas No: 2018/1240 Karar No: 2020/1149 Karar Tarihi: 09.03.2020
Yağmaya kalkışma - kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2018/1240 Esas 2020/1149 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıklar hakkında yağmaya kalkışma ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarından kurulan hüküm düştü. Yağma suçu yönünden, 765 sayılı Yasanın TCK 499, 61. maddeleri yerine 5237 sayılı TCK'nin 149/1-c, d, 35 ve 109/2-3-(b, f) maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması gerektiği belirtildi. Tutuklama kararının 24.09.2003 tarihinde verildiği ve zamanaşımını kesen en son işlem olduğu anlaşıldı. Ancak, hükümde 5237 sayılı TCK'nin 66/1-(d) maddesinde öngörülen olağan zamanaşımı sürenin geçmiş olduğu belirtildi. Bu nedenle, sanıklar hakkında açılan kamu davası zamanaşımı nedeniyle düşürüldü. Kanun maddeleri: 765 sayılı Yasaya göre TCK 499, 61. maddeleri; 5237 sayılı TCK'nin 149/1-c, d, 35 ve 109/2-3-(b, f) maddeleri; 5237 sayılı TCK'nin 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3.maddeleri; 5237 sayılı TCK'nin 67/2-b, 66/1-(d) maddeleri.
6. Ceza Dairesi 2018/1240 E. , 2020/1149 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Yağmaya kalkışma, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma HÜKÜM : Düşme
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ...’e yönelik yağmaya kalkışma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükmün incelenmesinde; Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanıklar hakkında yağma suçu yönünden 765 sayılı Yasanın TCK 499, 61. maddelerine göre, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nin aynı suça uyan 149/1-c, d, 35 ve TCK’nin 109/2-3-(b, f) maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu anılan 5237 sayılı Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3.maddeleri ışığında, zamanaşımı bakımından 5237 sayılı Yasa hükümlerinin sanıklar yararına olduğu dikkate alındığında; 04.12.2000 günlü iddianame ile açılan kamu davası nedeniyle sanıkların 05.12.2001 günlü duruşmada sorgularının yapıldığı, 24.09.2003 tarihli duruşmada ise sanık ... hakkında tutuklama kararı verildiği, 5237 sayılı TCK’nin 67/2-b maddesi gereğince sanık ... hakkında verilen tutuklama kararının zamanaşımını kesen en son işlem olduğunun anlaşılması karşısında; tutuklama kararının verildiği 24.09.2003 tarihinden, 23.06.2016 günlü karar tarihine kadar 5237 sayılı Kanunun 66/1-(d), 67/2-(b) maddelerinde öngörülen 15 yıllık olağan zamanaşımı süresinin dolmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi kanuna aykırı ise de; 24.09.2003 tarihinden, temyiz davasının incelenme tarihine kadar 5237 sayılı TCK’nin 66/1-(d) maddesinde öngörülen olağan zamanaşımı sürenin geçmiş olduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 09.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.