23. Hukuk Dairesi 2014/3321 E. , 2014/6165 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23/12/2013
NUMARASI : 2013/261-2013/355
Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmasız, davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. C. B. C. ile davacı vekili Av. F.. U.."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 23.09.2009 tarihli ve bir yıl süreli sözleşme uyarınca müvekkilinin davalıya ait iş yerinde güvenlik hizmeti vermeyi üstlendiğini ve müvekkilinin gerekli hazırlıkları yapıp edimini yerine getirmeye başladığını, ancak davalının herhangi bir sebep yokken 29.10.2009 tarihinde sözleşmeyi tek taraflı ve haksız olarak feshettiğini, sözleşmenin 8/d maddesinde müşterinin sözleşmeyi tek taraflı fesh etmesi halinde sözleşme süresindeki tüm alacakların en son ücret üzerinden muaccel olacağının hüküm altına alındığını, müvekkilinin en son hak ettiği ücretin 38.483,17 TL olduğunu, haksız fesih nedeni ile sözleşme süresi olan 23.03.2010 tarihine kadar olan alacak tutarı 192.500,00 TL"nin ve ayrıca 10.000,00 TL manevi tazminatın reeskont faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin yanların ortak iradesi ile sona erdirildiğini, fesih protokolünün her iki tarafın da imzasını taşıdığını, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, davacının en fazla üç aylık talep hakkı bulunduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 13.05.2013 gün ve 2012/10828 E., 2013/9728 K. sayılı ilamı ile mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkemece Yargıtay ilgili Yüksek Dairesi"nin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından sözleşmenin 9.2 b maddesinde öngörülen süre ve şekle uyulmadan feshedildiği, bu nedenle anılan madde hükmü uyarınca davacının üç aylık hizmet bedelini talep edebileceği, davacının manevi tazminat talebinin ise yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın maddi tazminat yönünden 115.449,51 TL üzerinden kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, hizmet sözleşmesi uyarınca, sözleşmenin haksız feshi nedeni ile uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Yanlar arasında imzalanan sözleşmenin 9/b maddesi “Müşteri işbu sözleşmede belirtilmeyen bir gerekçeyi ileri sürerek sözleşmeyi sona erdirmek istediği takdirde asgari 3 ay önceden noter marifeti ile feshi ihbar yapabilir.....” hükmünü içermektedir.
Davalı şirket tarafından gönderilen fesih ihbarnamesinde sözleşmenin 29.10.2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere feshedildiği görülmüştür.
Sözleşmenin feshe ilişkin 8.5/c, 8.5/d ve 9.2/a maddeleri birlikte ele alındığında sözleşmede bazı fesih nedenlerinin ayrıca belirtildiği, 9.2/b maddesinde ise fesih nedenlerinin bunlarla sınırlı olmadığı, bir başka gerekçe ile de fesih yoluna gidilebileceğinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Bu itibarla anılan hükümde mahkemenin de kabulünde olduğu gibi ilgili tarafa keyfi fesih hakkının tanındığının kabulüne imkan bulunmamaktadır.
O halde davalının fesih için fesih ihbarının yapıldığı tarihte doğmuş olmak kaydıyla bir sebep göstermesi ve tazminatla sorumlu olmaması içinde bu sebebin haklı olması gerekmektedir.
Bu durumda, mahkemece davalı tarafın fesih ihtarında belirtilmeyen ancak yargılama aşamasında ileri sürülen fesih sebebini açıklatarak, buna ilişkin delilleri toplayıp, konusunda uzman bilirkişi kurulundan sözleşme maddeleri de dikkate alınarak, açıklamalı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp uygun sonuç dairesince bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınarak birbirlerine ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.