11. Ceza Dairesi Esas No: 2013/275 Karar No: 2015/166 Karar Tarihi: 07.01.2015
Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2013/275 Esas 2015/166 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkum edilmiştir. Temyiz itirazları incelendikten sonra, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği fakat bu hususun dikkate alınmadığı gerekçesiyle hüküm bozulmuş ve yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığı belirtilerek düzeltilerek onanmıştır. Dolandırıcılık suçuna ilişkin ise, suç tarihinde yürürlükte olan ve sanık lehine olan dava zamanaşımı gerçekleştiği için hüküm bozulmuş ve sanık hakkında açılan kamu davası düşürülmüştür. Kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun belirli maddelerine atıfta bulunulmuştur.
11. Ceza Dairesi 2013/275 E. , 2015/166 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafii ve katılan ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: 5237 sayılı TCK"nun 43. maddesinin, 765 sayılı TCK"nun 80. maddesinden farklı olarak; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup, somut olayda bonoların farklı tarihlerde düzenlendiklerine ilişkin delil bulunmaması karşısında aynı anda düzenlenip kullanıldıklarının kabulü gerektiği cihetle, 765 sayılı Yasanın aksine, 5237 sayılı Yasanın zincirleme suça ilişkin hükmünün uygulanamayacak olması nedeniyle sanık lehine olduğunun gözetilmemesi, Yasaya aykırı; sanık müdafii ve katılan... vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğu ve mahkumiyetin yasal sonucu olan hak mahrumiyetleri kararda gösterilmemiş olsa bile kazanılmış hakka konu olmayacağı nazara alınarak; hüküm fıkrasından 765 sayılı TCK"nun 342/1. maddesi çıkartılıp yerine 5237 sayılı TCK"nun 204/1. maddesinin eklenmesi, teselsüle ilişkin 765 sayılı TCK"nun 80. maddesinin uygulamasına ilişkin bölüm tümden çıkartılıp, 3. bentteki 765 sayılı TCK"nun 59. maddesi yerine 5237 sayılı TCK"nun 62. maddesi yazılmak suretiyle sonuç cezanın 1 yıl 8 ay hapis cezası olarak belirlenmesi ve hüküm fıkrasına "sanığın 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" paragrafının eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2- Dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, Cumhuriyet savcısı, sanık müdafii ve katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 07.01.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.