23. Hukuk Dairesi 2014/7987 E. , 2014/6161 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul (Kapatılan) 43. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/09/2013
NUMARASI : 2012/5-2013/218
Davacı yanca açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddi ile davacı şirketin iflasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirket hakkında iflas yoluyla takip başlatılması üzerine iflas davası açıldığını, işbu davanın derdest olduğunu, davacı şirketin, iflasını talep eden takip alacaklısından başka hiçbir şahsa borcunun bulunmadığını, ancak başka bir ithalat için ödediği avansa rağmen ithalat gerçekleşmediği için iflas istemli dava açan alacaklıya borcunu ödeyemediğini, dava dilekçesi ekinde sunulan bilanço ve ticari kayıtlarda görüleceği üzere davacı şirketin nakit yokluğundan borcunu ödeyemediğini, bu nedenle iflas tehdidi altında olduğunu, iflas erteleme imkânı tanınması halinde gerçekleşmeyen ithalatın gerçekleştirilmesi ve gerçekleşmemesi halinde de ödediği avansı geri almasının mümkün olacağını ileri sürerek, müvekkili şirket hakkında iflas erteleme kararı verilmesini talep etmiştir.
Müdahil vekili, müvekkili şirket alacağının tahsili için icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin herhangi bir mal varlığına ulaşılamaması üzerine takip şeklinin iflas yoluna çevrildiğini, takibin kesinleştiğini, bu süreçte davacı şirket yetkilileri hakkında alacaklılardan mal kaçırma nedeniyle ceza davası açıldığını, sunulan bilirkişi raporunda davacı şirketin Ukrayna uyruklu B. V. isimli kişi ile aralarında yapılan avans ödemelerinin aslında alacaklılardan mal kaçırmak için yapılan bir eylem olduğu şeklinde görüş bildirildiğini, dava dilekçesindeki iddiaların samimi olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; müdahil şirket tarafından davacı şirket aleyhine 19.04.2010 tarihli faturalarla sabit ticari defterlerde kayıtlı 673.153,70 Euro asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin 23.06.2011 tarihinde iflas istemli takibe dönüştürüldüğü, icra takibinin kesinleşmiş olduğu, İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesi"nde açılan 2011/384 E. sayılı iflas dosyasında, takibe dayalı olarak borçlu şirketin iflasına karar verilmesinin istendiği, 06.07.2012 tarihli ilam ile şirketin iflasına karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nce iflasın ertelenmesi davasının sonucunun beklenmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulduğu, ticari kayıtlara göre davacı şirketin hükmi şahsiyetinin halen devam ettiği, şirketin 29.12.2011 tarihinde alınan Ortaklar Kurulu Kararında iflasın ertelenmesinin talep edilmesi yönünde karar alındığı, iyileştirme projesinin dosyaya sunulduğu, davacı şirketin 2010, 2011 ve 2012 yılı ticari defter ve kayıtlarının incelemeye tabi tutulduğu, şirket tarafından Ukrayna"dan buğday ihracatı için peşinat olarak B. V. adına toplam 1.383.331,20 TL ödeme yapıldığı, 31.12.2011 tarihi itibariyle bilançoda “stoklar” hesap grubunda “159 verilen sipariş avansları” defteri kebir hesap bakiyesi olarak raporlanan 1.383.331,20 TL"lik tutarın bir önceki bölümde tespitlere aktarılan ve davalı tarafça ithalat avansı niteliğinde olduğu ileri sürülen ödemelerin toplam karşılığı olduğu, bu tutarda alacak ile birlikte verilen sipariş avanslarında raporlanan diğer tutarların toplamı olan 1.386.312,00 TL"nin 2010 yılının ilk aylarından başlayarak dava tarihine kadar geçen yaklaşık 22 aylık dönemde durağan kaldığının davacı şirketin bilançolarından anlaşıldığı, dava tarihinden sonra geçen yaklaşık 1 yılda “verilen sipariş avansları” hesabında raporlanan bakiyede yine hiçbir değişim olmadığı da dikkate alındığında bu alacak toplamının tahsil kabiliyetinin çok düşük düzeyde olduğu sonucuna ulaşıldığı, bu nedenle “ihtiyatlılık” temel muhasebe kavramı uyarınca 1.386.312,00 TL"lik tutar için karşılık ayrılarak zarar kaydı yapılması gerektiği, dolayısıyla da borca batıklık hesaplamasında aktif toplamından düşülerek dikkate alınması gerektiği, aynı şekilde “ticari alacaklar” hesap grubunda raporlanan ve 2 yılı aşkın süredir durağan kaldığı gözlenen 21.463,48 TL"lik bakiye için de karşılık ayrılması gerektiği, dolayısıyla da borca batıklık tespitinde aktif toplamından düşülerek dikkate alınması gerektiği, 31.12.2011 tarihi itibariyle “gelecek aylara ait giderler” hesabında raporlanan 435,00 TL tutarındaki bakiyenin muhtemel satış değeri hesaplanabilecek aktif kalem ya da tasarrufta bulunabilecek alacak niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla borca batıklık hesaplamasında aktif toplamından düşülerek dikkate alındığı, davacı şirketin 1.346.725,48 TL tutarında borca batık durumda olduğu, davacı şirketin iyileştirme projesini salt dava dilekçesindeki beyanlara dayandırdığı, projenin “verilen sipariş avansları” hesabında raporlanan alacağın tahsiline odaklandığı, bunun dışında herhangi bir faaliyet planlaması ve nakit akım planı projeksiyonlarını içermediği, avans ödemesinin gerçekleştiği tarihten bilirkişi incelemesi yapıldığı tarihe kadar geçen 3 yılı aşkın sürede bu alacakla ilgili herhangi bir somut girişim ve gelişmenin olmadığı, şirketin borca batıklıktan kurtulmasının anılan tutarda tahsilatın gerçekleşeceği beklentisine dayandırmasının iyimser bir yaklaşım olmadığı, işbu dava tarihinden sonra geçen dönemde davacı şirketçe iyileşme amacına yönelik olarak hiçbir ciddi adım atılmadığı gibi ortaklara 11.500,00 TL tutarında ödeme yapılmış olması ve şirketin ortaklardan bu tutardan alacaklı hale gelmiş olmasının davacı şirketin iyileşme ümidinin varlığından söz edebilmeyi olanaksız hale getirdiği, davacı şirket adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mal bulunmadığı gerekçesiyle, iflas erteleme talebinin reddi ile davacı şirketin iflasına karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.