Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/620
Karar No: 2010/85
Karar Tarihi: 18.1.2010

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2009/620 Esas 2010/85 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2009/620 E.  ,  2010/85 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 22.12.1999- 21.2.2002 tarihleri arasında çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    Dava, davacının 22.12.1999-21.2.2002 tarihileri arasında davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilemeyen eksik sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgesine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacı adına davalı işyerinden 22.12.1999 ve 28.3.2001 tarihli işe giriş bildirgelerinin Kuruma verildiği, hizmet cetveline göre davalı işyerinde 22.12.1999-1.2.2001 ve 28.3.2001-21.2.2002 tarihleri arasında geçen çalışmalarının kısmi olarak bildirildiği, dönem bordrolarının getirtildiği, 1999-2002 yılları arasında 2001-Ekim ile 2002-Ocak ve Şubat ayları dışındaki imzalı ücret bordrolarının dosyaya sunulduğu, hükme esas alınan 23.6.2008 tarihli bilirkişi raporunda ücret bordrolarında davacıya ait gözüken imzalar arasında farklılıklar gözlendiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır
    Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda açıkça ücret bordrosundaki imzalar arasındaki farklılıklar gözlendiğinin belirtilmesine rağmen bu ücret bordroları üzerinde inceleme yapılmaksızın bu bordrolardaki çalışmalar yönünden sadece davalı tanıklarının beyanlarına göre sonuca gidilmesi yerinde değildir
    Yapılacak iş, davacının tesbitini istediği sürelerle ilgili olarak eksik olan 2001-Ekim ile 2002-Ocak ve Şubat aylarının ücret bordrosu da getirtilerek, tüm ücret bordrolarındaki imzaların davacıya ait olup olmadıklarını davacıya sormak, imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiği bordrolardaki imzalar üzerinde uzman bilirkişiden alınacak rapor sonucunda imzaların davacıya ait olduğu saptanan ücret bordrolarındaki ve davacının imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiği ücret bordrolarındaki çalışmalar yönünden ücret bordrolarına geçmiş sürelerin dışındaki sürelerle ilgili olarak istemin reddine, ücret bordrosu bulunmayan ve bilirkişi raporuyla imzaların davacının eli ürünü olmadığının belirlendiği ücret bordrolarındaki süreler yönünden ise işverence SGK’ya verilen dönem bordrolarında kayıtlı tanıklardan resen seçilecek olanların beyanlarını başvurmak, beyanlarının yeterli gelmediği durumda işverenin komşu işyerlerinin bordro kayıtlarına geçmiş kişiler veya benzer işi yapanların bordro kayıtlarına geçmiş kimseler tespit edilip beyanlarına başvurmak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.1.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi