3. Ceza Dairesi 2020/3094 E. , 2020/6692 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
1) Sanığın yargılama konusu eylemini, kardeşine karşı ve 5237 sayılı TCK’nin 6/1-f maddesi kapsamında silahtan sayılan sopa ile vurmak suretiyle gerçekleştirdiği anlaşılmakla, birden fazla nitelikli halin (TCK"nin 86/3-a, 86/3-e) aynı olayda gerçekleştiği gözetilerek 5237 sayılı TCK"nin 61. maddesindeki ölçütler ve TCK"nin 3. maddesindeki cezada orantılılık ilkesi dikkate alınarak TCK"nin 86/1. maddesi gereğince temel cezaya hükmedilirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle eksik ceza tayini,
2) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas ve 2017/247 sayılı kararında belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK"nin 86/3-a-e ve 87/3. maddelerinin uygulanması suretiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Pelissier ve Sassi/Fransa, No: 25444/94, P. 67, Sadak ve diğerleri/Türkiye No: 29900/96, 29901/96, 29902/96, 29903/96, 17.07.2001) kararlarında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve CMK’nin 226. maddesine muhalefet edilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
3) Adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) ile ağır (6) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK"nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla (1/2) oranında artırılması öngörülmüş olup, mağdur ... hakkında Birecik Devlet Hastanesi’nce tanzim edilen 19.05.2014 tarihli adli genel adli muayene raporunda; “..sol klavikula fraktür..” oluşur nitelikte yaralandığı
tespitinin yapıldığı, aynı hastanenin ortopedi ve travmatoloji uzmanında tanzim edilen 21.11.2014 tarihli genel adli muayene raporunda ise; mağdurda oluşan kırığın hayat fonksiyonlarına etkisinin ve derecesinin belirlenmediği anlaşıldığından, mağdurun tüm doktor raporları ve tedavi evraklarının varsa grafilerinin temin edilerek en yakın ilgili Adli Tıp Kurumuna gönderilip, mağdurda meydana gelen kemik kırığının hayat fonksiyonlara etki derecesi ve 5237 sayılı TCK’nin 86 ve 87. maddelerindeki ölçütlere göre yaralanmasının niteliği konusunda duraksamaya yer vermeyecek şekilde kati raporu alındıktan sonra, sanığın hukuki durumun tespit ve tayini gerektiği gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
4) Sanığın eyleminin TCK"nin 86/3-b maddesi kapsamında kalan beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kişiye karşı gerçekleştirmesi ihtimaline binaen bu hususta rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması,
5) Oluşa ve dosya içeriğine göre, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği olayda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas, 2002-367 sayılı kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede (1/4) oranında uygulanmasını gerektirdiğinin gözetilmemesi,
6) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 15.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.