(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi 2009/621 E. , 2010/84 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı,davalılardan işverene ait işyerinde 22.12.1999-Mart 2007 tarihleri arasında geçen ve Kuruma eksik bildirilen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 22.12.1999 tarihinden Mart-2007 tarihine kadar davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilemeyen eksik sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının davalı işyerinde 22.12.1999-31.3.2007 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilen süreler dışında 2000 yılı Ağustos ayında 10 gün, 2001 yılı Ekim ayında 3 gün, 2004 yılı Ocak ayında 19 gün çalıştığının tespitine karar verilmiştir
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgesine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacı adına davalı işyerinden 22.12.1999 tarihli işe giriş bildirgesinin Kuruma verildiği, hizmet cetveline göre davalı işyerinde 22.12.1999-21.5.2007 tarihleri geçen çalışmalarının kısmi olarak bildirildiği, dönem bordrolarının getirtildiği, 1999-2007 yılları arasında 2001-Ekim ayı dışındaki imzalı ücret bordrolarının dosyaya sunulduğu, davacı vekili tarafından ücret bordrolarında davacıya ait gözüken imzalar arasında farklılıklar bulunduğu ileri sürülerek imzalara itiraz edildiği, 2000 yılı Ağustos ayı ücret bordrosunda 28 gün yazılı olduğu halde dönem bordrosunda 9 gün ve 2004 yılı Ocak ayında ücret bordrosunda 25 gün yazılı olduğu halde dönem bordrosunda 15 gün bildirim yapıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacı vekilinin ücret bordrosundaki imzalar arasındaki farklılıklar nedeniyle yaptığı imza itirazı dikkate alınmadan sonuca gidilmesi yerinde değildir
Yapılacak iş, davacının tesbitini istediği sürelerle ilgili olarak eksik olan 2001 yılı Ekim ayı ücret bordrosu da getirtilerek, ücret bordrolarındaki imzaların davacıya ait olup olmadıklarını davacıya sormak, imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiği bordrolardaki imzalar üzerinde uzman bilirkişiden alınacak rapor sonucunda imzaların davacıya ait olduğunun saptandığı ücret bordrolarındaki ve imzanın kabul edildiği ücret bordrolarındaki çalışmalar yönünden ücret bordrolarına geçmiş sürelerin dışındaki sürelerle ilgili olarak istemin reddine, ücret bordrosu bulunmayan ve bilirkişi raporuna göre imzaların davacının eli ürünü olmadığının belirlendiği ücret bordrolarındaki süreler yönünden ise işverence SGK"ya verilen dönem bordrolarında kayıtlı tanıklardan resen seçilecek olanların beyanlarını başvurmak, beyanlarının yeterli gelmediği durumda işverenin komşu işyerlerinin bordro kayıtlarına geçmiş kişiler veya benzer işi yapanların bordro kayıtlarına geçmiş kimseler tespit edilip beyanlarına başvurmak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı ve davalı Kurum vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.1.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.