Esas No: 2021/24609
Karar No: 2022/8400
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/24609 Esas 2022/8400 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/24609 E. , 2022/8400 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık ... hakkında kurulan hükümler yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Sanığın, cezaevi aracılığıyla gönderdiği 26/07/2021 havale tarihli dilekçesindeki “bozmadan sonra kurulan yeni hükümde, hakkında ceza indirimi yapıldığından tarafına yeni müddetname düzenlenmesine" ilişkin talebinin temyiz iradesi olarak değerlendirilemeyeceğinden ve sanığın başka tarihli bir temyiz istemi olmadığından dosyanın incelenmeksizin mahkemesine İADESİNE,
II-Sanık ... hakkında kurulan hükümler yönünden yapılan temyiz incelemesine gelince;
Bozmanın sirayeti sebebiyle mahkemesince kurulan hükmün sanık ... tarafından temyiz edilip edilemeyeceği ön sorun olarak incelenmiştir.
Adil yargılanma hakkının en önemli başlıklarından birini oluşturan savunma hakkı, temel bir insanlık hakkı olarak İHAS 6. ve 2709 sayılı Anayasa’mızın 36. maddeleriyle 5271 sayılı CMK’nın çeşitli hükümlerinde güvence altına alınmıştır.
Kanun yoluna başvurma hakkı da, savunma hakkının en önemli bölümlerinden birini oluşturmaktadır.
Kanun yoluna başvurma hakkı, aynı zamanda hak arama özgürlüğü ile erişim hakkının da önemli alt başlıklarından birisidir.
Öte yandan; 7 No.'lu Ek Protokolün “Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı” başlıklı 2. maddesi uyarınca; kural olarak herkes aleyhine verilen mahkumiyet hükmünü yüksek bir mahkemede yeniden inceletebilme hakkına sahiptir.
CMK'nın 267. maddesi uyarınca, hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde mahkeme kararlarına karşı itiraz kanun yoluna gidilebilir.
Aynı Kanun’un 272 ve devamı maddeleri uyarınca, (Suçluların iadesi ile 5320 sayılı CMK'nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 8. maddesinde belirtilen istisnalar dışında) ilk derece mahkemesinden verilen bütün nihai kararlar yâni hükümler, kural olarak istinaf kanunyolu denetimine tâbidir.
(CMK’nın 272/3 maddesinde belirtilen istisna kapsamında kalan hükümler ise; kesindir.)
CMK’nın 286/1. maddesi uyarınca, istinaf mahkemesinin verdiği bozma dışındaki kararlar ile aynı maddenin 2. ve 3. fıkrası kapsamında belirtilen istisnalar dışındaki bütün istinaf mahkemesi kararları temyiz kanun yolu denetimine tabidirler.
CMK’nın 306. (1412 sayılı CMUK’un 325) maddesi uyarınca, hüküm sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz isteminde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından yararlanırlar.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 21.05.2019 tarihli ve 171-453 sayılı kararında da belirttiği üzere; önceki hükmü temyiz etmeyen sanığın sirayet üzerine verilen kararı temyiz edemeyeceği görüşündedir.
Dairemiz ise; yukarıda açıklanan gerekçeler ile Any. m. 36, AİHS m. 6, (7) No.’lu Ek Protokol m. 2/1, 5320 SK m. 8/1 ve 5271 sayılı CMK’nın m. 306, 260 ve devamı hükümleri uyarınca önceki hükmü temyiz etmeyen sanığın, sonradan verilen hükmü temyiz edebileceğini kabul etmektedir.
Nihayet Anayasa’mız ve AİHS hükümlerine göre hak ve özgürlükler asıl, kısıtlamalar ise istisnadır. Sınırlama ve kısıtlamalar ise; belli koşularda ve ancak kanunla yapılabilir. Hak arama özgürlüğü ve erişim hakkı kapsamında olduğu tartışmasız olan kanun yoluna başvurma hakkının içtihat yoluyla daraltılması, somut olayda olduğu gibi temyiz hakkının kullanılmasının engellenmesi, 5271 sayılı CMK’nın 289 (1)-h maddesi bağlamında hukuka kesin aykırılık hâlidir.
Bu itibarla önceki hükmü temyiz etmeyen sanığın bozma sonrası kurulan hükmü temyiz edebileceği değerlendirilerek yapılan temyiz incelemesinde;
Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen mahkeme hükmü Yargıtay ( Kapatılan)13. Ceza Dairesinin 09/12/2015 tarih ve 2014/33309 E, 2015/19685 K. sayılı kararı ile bozulmasına karar verildiği ve bozma kararının temyiz etmeyen sanıklara sirayetine hükmedilmesinden sonra mahkemece suç duyurusunda bulunulup atılı suçtan iddianame tanzimi ettirilerek dava Yenice( ...) Asliye Ceza mahkemesinin 21.03.2017 tarihli 2016 /21 Esas, 2017 /49 Karar sayılı dosyası üzerinden görülerek konut dokunulmazlığının ihlali suçu hakkında hüküm kurulduğu anlaşılmakla; mahkemenin bu suçtan yeniden kurduğu hükümlerin yok hükmünde olduğu ve yine sanık ... yönünden Yargıtay (kapatılan) 13. Ceza Dairesinin 11/04/2017 tarih ve 2017/1371 E, 2017/3933 K. Sayılı kararı ile bozulan hüküm sanık ...'in katılanlar ..., ... ve ...'e yönelik hırsızlık eylemleri içinde sirayet ettirilmesi sebebiyle, bozma kararı kapsamı dışında kalan hükümlerin yok hükmünde kabul edilerek, sanık hakkında sadece adı geçen katılanlara yönelik hırsızlık suçundan verilen hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanığın katılan ...'e yönelik eyleminde kısmi iadeye rızası olmaması üzerine zararın kovuşturma aşamasında giderilmesi nedeniyle, sanık hakkında TCK'nın 168/2. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekirken, TCK'nın 168/1. maddesi uygulanarak yazılı şekilde fazla ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanığın temyiz istemleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 02.06.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.