10. Hukuk Dairesi 2018/4142 E. , 2018/11142 K.
"İçtihat Metni".......
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 06.07.2009 tarihli iş kazası sonucu sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir, geçici iş göremezlik ödemesi ve tedavi giderlerinin tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 21. maddesine dayanan bu tür davalarda kusurun belirlenmesinde, mahkemece, öncelikle dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunmalı, varsa çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
Dosya kapsamından, davalı ile ...........arasında 21.05.2008 tarihinde imzalanan, dış cephe sıvası, iç cephe boyası, ısı yalıtımı, kartonpiyer, fayans, mermer, pvc, laminant işleri için sözleşme yapıldığı, diğer taraftan, davalı Kooperatifin üç blok dış cephe cam mozaik kaplama işini ......... bila tarihli sözleşme ile verildiği, davalı ....... arasında yapılmış herhangi bir sözleşmeye rastlanılmadığı, kazazede sigortalı için iş kazası bildirim formunun davalı kooperatif tarafından düzenlendiği, sigortalının sigorta sicil dosyasının ikmal edilmediği, mahkemece, “…davalı Kooperatifin üç blok dış cephe cam mozaik kaplama işini ...... tarafından .......verildiği, buna dair sözleşmenin dosya arasında mevcut olduğu, davalı Kooperatifin sigortalı ......... üzerinde işveren sıfatının haiz olmadığı, taraflar arasında eser sözleşmesinin mevcut olduğu, kooperatifin üç blok dış cephe kaplama işini alt işverene devredildiği, bu yolla kooperatifin işten tamamen el çektiği, yine...... 2009/1066 esas sayılı dosyasında aldırılan 29/06/2012 tarihli bilirkişi raporunda da davalı kooperatifin kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı, bu kapsamda davacının davalı kooperatife karşı rücu alacağının bulunmadığı, davalı kooperatife husumet düşmeyeceği…” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmış ise de, yukarıda belirtilen açıklama kapsamında ayrıntılı bir araştırma yapılmadığı belirgindir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun 12. maddesi hükmüne göre alt işveren, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.
Asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığı için, öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Alt işveren sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da, işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, mahkemece öncelikle, kazalı sigortalının davalı kooperatif işçisi olup olmadığı hususu açıklığa kavuşturulmalıdır. Kazalı sigortalı, davalı çalışanı ise, davalının işveren, dava dışı şirketlerin üçüncü kişi olduğu kabul edilmek suretiyle alınacak kusuru raporuna göre hüküm kurulmalıdır. Sigortalının, davalı işçisi olmadığı ve dava dışı şirketlerden birinin çalışanı olduğu belirlenir ise, davalı ve dava dışı şirketler arasındaki asıl-alt işverenlik sıfatları, yapılan açıklamalar ışığında irdelenip bu çerçevede alınacak kusur raporu sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.........