14. Hukuk Dairesi 2014/12342 E. , 2015/1632 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.09.2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili ile duruşmasız olarak davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 10.02.2015 günü için yapılan tebligat üzerine taraflar gelmedi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacılar, davalı ...’in maliki olduğu 174 parsel sayılı taşınmazda davalı ...’nin gerekli önlemi almadan yaptığı temel kazı çalışması nedeniyle maliki oldukları 173 parsel sayılı taşınmazdaki binaların yana yattığını, taşınmazlarında değer kaybı ve maddi hasar oluştuğunu ileri sürerek maddi hasar nedeniyle 5.000 TL, değer kaybı nedeniyle 5.000 TL ve 594,64 tespit ile 233,65 TL noter gideri toplamı 10.828,29 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyen faiziyle birlikte; ıslah dilekçesi ile de toplam 68.409,32 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyen faiziyle birlikte alınmasını istemişlerdir.
Davalılar, inşaata başlamadan önce taşınmazın zemin etüdünün yapıldığını, davacılara ait binanın zeminin sağlam olmadığını, eylem ile zarar arasında nedensellik bağı bulunmadığını, çalışma sırasında gerekli özenin gösterildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili ile davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir.
TMK m. 683"deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacılar kat irtifakı kurulmuş olan 173 parsel sayılı taşınmazda bulunan bağımsız bölümlerinin zarar görmesi nedeniyle talep ettikleri tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen faiziyle, ıslah dilekçesiyle de artırdıkları tazminat miktarının yine dava tarihinden itibaren işleyen faiziyle birlikte davalılardan alınmasını istemişlerdir. Mahkemece, dava kabul edilmiş ancak, “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı HMK’nın 26. maddesi hükmüne aykırı şekilde davacıların faiz istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece, davacıların faiz istemi hakkında bir karar verilmemesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz istemlerinin reddine; (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hüküm fıkrasının birinci bendinin onbirinci satırında yer alan “68.409,39 TL’nin” rakamından sonra gelmek üzere “ve 10.000 TL bölümüne 21.09.2012 dava tarihinden itibaren 58.409,39 TL bölümüne 24.02.2014 ıslah tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte” rakam ve sözcüklerinin eklenmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,17.02.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.