Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/23298
Karar No: 2014/1834
Karar Tarihi: 07.02.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/23298 Esas 2014/1834 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/23298 E.  ,  2014/1834 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gürün Sulh Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 22/10/2012
    NUMARASI : 2011/208-2012/222

    T.. K.. ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Gürün Sulh Hukuk Mahkemesi"nden verilen 22.10.2012 gün ve 208/222 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı, kök muris dedesinden annesine miras yoluyla kalan yaklaşık 40.000 m2 yüzölçümündeki taşınmazı kardeşi Y.."la birlikte 22.05.1982 tarihli senetle satın aldığını, satın aldıkları taşınmazdan kendisine düşen yerlerin iki parçaya ayrılarak 103 ada parsel ve aynı ada parsel numarası ile tapuya tescil edildiğini, parsellerin toplam yüzölçümünün 20.000 m2 olması gerekirken toplam 12.817 m2 olduğunu, eksik olan 7183 m2 kısmın, taşınmazının doğusunda bulunan 103 ada sayılı mülkiyeti Hazine"ye ait olan parsel içerisinde kaldığını ileri sürerek 7183 m2 yüzölçümündeki bu kısmın taşınmazının doğusundaki Hazine parseli tapusundan iptali ile kendisine ait parsellerden birine eklenerek tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, özel mülkiyete konu olamayacağını, ayrıca davacı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davaya konu 103 ada parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile, teknik bilirkişinin 10.10.2012 havale tarihli raporunda ve krokisinde A harfi ve yeşil renk ile boyanmak sureti ile gösterilen kısmın iptal edilen parselden ifrazı ile aynı adanın en son parsel numarası verilmek suretiyle 3826.48 m² yüzölçümlü olarak “tarla” vasfıyla davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, iptal edilen parselden ifraz edilen kısım düşüldükten sonra; iptal edilen parsel 82707.42 m² yüzölçümlü olarak aynı ada ve parsel numarası adı altında aynı niteliği ile davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, satın alma ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik, hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK"nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan yargılama hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; Mahkeme"nin 19.09.2011 tarihli yargılama oturumundaki ara kararı ile davacıya tüm delillerini bildirmeleri için 24.10.2011 tarihli sonraki oturuma kadar süre verilmiş, davacı verilen süre içerisinde delil ve tanıklarını dilekçesinde bildirmiştir. Mahkeme"nin keşfe ilişkin 16.07.2011 tarihli ara kararında, "önceki ara kararlar doğrultusunda mahallinde 09.10.2012 günü saat 10.00"dan itibaren keşif yapılmasına "; keşfe ilişkin 28.05.2012 tarihli önceki ara kararda, "...tarafların tanıklarını dilekçesinde bildirmiştir. Mahkeme"nin keşfe ilişkin 16.07.2011 tarihli ara kararında, "önceki ara kararlar doğrultusunda mahallinde 09.10.2012 günü saat 10.00"dan itibaren keşif dilekçesinde bildirmiştir. Mahkeme"nin keşfe ilişkin 16.07.2011 tarihli ara kararında, "önceki ara kararlar doğrultusunda mahallinde 09.10.2012 günü saat 10.00"dan itibaren keşif yapılmasına "; keşfe ilişkin 28.05.2012 tarihli önceki ara kararda, "...tarafların tanıklarını istek üzerine mahallinde hazır etmelerine veya liste ve masraf verdiklerinde adlarına davetiye çıkarılmasına...." karar verilmiş, tanıklara adına davetiye tebliği yapılmamış olup tanıkların istek üzerine mahallinde hazır edilmeleri şeklinde verilen keşif ara kararlarının yöntemine uygun olarak verildiğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Keşif ara kararında, yerel bilirkişi ve tarafların bildirdiği tanıkların HMK"nun 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, her bir keşif giderinin kalem kalem açıklanıp toplamının ne olduğu ve hangi süre içerisinde kim tarafından karşılanacağının açıkça belirtilmesi, bu hususta yasal uyarının yapılması (HMK"nun 259. maddesi) gerekir. Yine vazgeçme olmadığı halde, Mahkemece herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin davacının tanık listesinde gösterdiği iki tanığının da dinlenmemesi yerinde görülmemiştir. Zilyetlik maddi olaylardan olup 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14/1.maddesi uyarınca yerel bilirkişi ve tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür.
    Bundan ayrı, davacı dava dilekçesinde 22.05.1982 tarihli satış senedine dayanmıştır. Ne var ki, Mahkemece anılan senet keşif mahallinde yöntemine uygun bir şekilde uygulanmamıştır, anılan senedin yerel bilirkişiler ve sağ iseler senet tanıkları ile taraf tanıklarının 6100 sayılı HMK"nun 243 ve 244. madde (HUMK"nun 258 ve 259. maddeleri) hükmü uyarınca keşif yerinde hazır bulunmak üzere davetiye ile çağrılmak suretiyle mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmeleri, dayanak senedin bu kişiler aracılığıyla mahallinde yöntemine uygun biçimde uygulanması, anılan senedin nizalı taşınmazı kapsayıp kapsamadığının tereddüte yer vermeyecek ve denetime olanak sağlayacak biçimde belirlenmeye çalışılması, beyanları arasında aykırılık çıktığı takdirde çelişkinin giderilmesi, bu belirlemelerin tapu fen memuru yetki ve yeteneğine haiz uzman bilirkişiye düzenlettirilecek ölçekli kroki ve rapora yansıttırılması gerekmektedir.
    Şu halde Mahkemece yapılacak iş; yerel bilirkişi ve tanıkların HMK"nun 243, 244, 259 ve 290. maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, keşif ara kararında, davetiye ve giderlerin (kalem kalem miktarları açıklanarak) yatırılması konusunda kesin süre verilmesi ve kesin sürenin doğuracağı hukuki sonuçlar bakımından da uyarıda bulunulması, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, beyanlar arasındaki çelişkinin yüzleştirilmek suretiyle giderilmesi (HMK"nun m.261), dayanak senedin bu kişiler aracılığıyla mahallinde yöntemine uygun biçimde uygulanması, anılan senedin nizalı taşınmazı kapsayıp kapsamadığının tereddüte yer vermeyecek ve denetime olanak sağlayacak biçimde belirlenmeye çalışılması, beyanları arasında aykırılık çıktığı takdirde çelişkinin giderilmesi, bu belirlemelerin tapu fen memuru yetki ve yeteneğini haiz uzman bilirkişiye düzenlettirilecek ölçekli kroki ve rapora yansıttırılması; bununla birlikte taşınmazın oluşumundan itibaren kim tarafından kullanıldığı, muristen davacıya devir şekli (taksim, bağış, satış v.s.) üzerinde durulması, bu hususların da keşif mahallinde mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla açıklığa kavuşturulmaya çalışılması, ondan sonra bütün deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması Usul ve Kanuna aykırıdır.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 07.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi