17. Ceza Dairesi 2016/16327 E. , 2018/14163 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında verilen hüküm temyiz edilmekle, başvuruların süreleri ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Katılanın 13/02/2016 tarihinde saat 18.00 sularında ikametinin sokağına park ettiği ve 15/02/2016 tarihinde saat 08.00 sularında park ettiği yerde bulamadığı, ...plakalı suça konu aracın 14/02/2016 günü saat 04.27.32’de D-110 Karayolu üzeri... Kavşağı"nda bulunan... Akaryakıt İstasyonu"na girerek akaryakıt aldığı değerlendirildiğinde, suçun 13/02/2016 günü saat 18.00 ile 14/02/2016 günü saat 04.27 arasındaki zaman diliminde ancak bilinmeyen bir zamanda işlendiği, UYAP"ta yer alan bilgilere göre 13/02/2016 tarihinde ...İli ... İlçe"sinde güneşin batış saati 17.48 olmakla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 6/1-e maddesine göre gecenin başlangıç saatinin 18.48 olduğu, sanığın eylemi gerçekleştirme zamanının kesin olarak tespit edilememesi karşısında;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/03/2015 tarih, 2014/10-613 Esas ve 2015/35 Karar sayılı kararında yer alan “Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkumiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir.
Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.” şeklindeki ifadelerde de belirtildiği üzere şüphe sanık lehine yorumlanarak suçun gündüz vakti işlendiğinin kabul edilmesi gerekirken, suça konu araca sanık tarafından akaryakıt alınan saatin hırsızlık suçunun işlendiği saat olarak kabul edilmesi sonucu 5237 sayılı TCK"nın 143. maddesi uyarınca arttırım uygulanarak sanık hakkında yazılı şekilde fazla cezaya hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nın ve müdafiinin temyiz talebi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak; sanık ... hakkında kurulan hüküm fıkrasından “Sanığın suça konu eylemi geceleyin işlediği anlaşılmakla TCK"nın 143. maddesi gereğince cezasında 1/2 oranında artırım yapılarak 7 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,” ve “Sanığın dosyaya yansıyan herhangi bir olumsuz davranışının bulunmaması lehine dikkate alınarak verilen cezanın 5237 sayılı yasanın 62/2. maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirilerek 6 YIL 3 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,” ibarelerinin çıkarılarak yerine “Sanığın dosyaya yansıyan herhangi bir olumsuz davranışının bulunmaması lehine dikkate alınarak verilen cezanın 5237 sayılı TCK"nın 62. maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirilerek 4 YIL 2 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA” ibareleri eklenerek sonuç cezanın 4 yıl 2 ay olarak belirlenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.