23. Hukuk Dairesi 2014/3314 E. , 2014/6144 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul (Kapatılan) Anadolu 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2013/410-2013/349
Taraflar arasındaki ihraç kararının iptali ve üyeliğin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin murisi ve kooperatif üyesi olan H. Ö."in 12.03.2004 tarihinde öldüğünü, 07.12.2005 tarih ve 74 no"lu yönetim kurulu kararı ile sorumluluklarını yerine getirmediği gerekçesiyle murisin üyelikten ihraç edildiğini, davacının murisin kooperatif üyeliğinden dava tarihine kadar haberdar olmadığını, davacının 11.04.2012 tarihinde murisin üyelik durumunu öğrenmek amacıyla davalı kooperatife müracaat ettiğinde, öğrendiğini ileri sürerek, muris hakkında davalı kooperatif yönetim kurulunca verilen 07.12.2005 tarih ve 74 no"lu ihraç kararın iptaline, davacının kooperatif üyeliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; kooperatife olan borçlarının ödenmemiş olması sebebiyle 12.08.2005 ve 12.10.2005 tarihlerinde, gönderilen ihtarnameler ile murise süre verildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine 11.12.2005 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyeliğinin sonlandırıldığını, kararın 17.02.2005 tarihinde tebliğ edildiğini, murisin ölümü halinde mirasçıların kooperatife bilgi vermelerinin gerektiğini, davacı asilin öğrenme tarihinin avukata vekaletname verdiği 20.03.2012 tarihi olduğunu ve yasaya göre hak düşürücü sürenin 20.06.2012"de bittiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının murisi H. Ö."in ölüm tarihi olan 12.03.2004"ten sonra 07.12.2005 tarihinde davalı kooperatif tarafından üyelikten ihracına karar verildiği, kararın murisin kooperatife bildirdiği son adresinde tebliğ edildiği, ölüm ve tebliğ tarihi dikkate alındığında davanın sekiz yıl sonra açılmış olduğu, bu süre içinde mirasçının söz konusu üyelikten ihraç kararını öğrenememiş olmasının mümkün olmadığı, kooperatifin mirasçılara tebligat yapma yükümlülüğünün bulunmadığı, kooperatif anasözleşmesinin 16. maddesi gereğince mirasçıların 3 ay içinde temsilci tayin ederek kooperatife bildirimde bulunmaları gerektiği, mirasçılar tarafından söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmediği, ölen kişi hakkında ihraç kararı verilmesi mümkün değil ise de, mirasçılar tarafından sekiz yıl sonra dava açılmasının makûl ve iyiniyetli bir davranış olarak kabul edilemeyeceği gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ihraç kararının iptali ve üyeliğin tespiti istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 14. maddesinin 1. ve 2. fıkrasında "Ortağın ölümü ile ortaklık sıfatı sona erer. Anasözleşmede gösterilecek şartlarla, ölen ortağın mirasçılarının kooperatifte ortak olarak kalmaları sağlanabilir" hükmüne; kooperatif anasözleşmesinin 16. maddesinde ise "Ölen ortağın kanuni mirasçılarının üç ay içinde temsilci tayin ederek kooperatife bildirmeleri halinde, ortaklık hak ve yükümlülükleri kanuni mirasçıları lehine devam eder. Mirasçıların temsilci tayin etmemeleri veya ortaklığa devam etmek istememeleri halinde, ölen ortağın alacak ve borçları 15. madde hükümlerine göre tasfiye edilir." hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükümler uygulanırken amaçsal yorum yapılmalı, gerek bu düzenlemelerin gerekse hakkın özü gözetilmelidir. Öte yandan, olayların mutad akışı gereği somut olayda, davacının murisi H. Ö."in davalı kooperatifin üyesi olduğunu bilmesinin kendisinden beklenemeyeceği açık olduğu gibi, aksi davalı yanca savunulup ispat edilmemiştir. Hâl böyle olunca, ölen ortak H. Ö."in mirasçılarının ortaklığa devam edip etmeyecekleri hususunda yöntemine uygun şekilde uyarılmadan, mirasçıların kendiliklerinden harekete geçmediklerinden bahisle ve ölü kişi hakkında ihraç kararı verilemeyeceği hususu da gözetilmeden davanın reddine karar verilmesi yasa ve anasözleşme hükümlerine aykırı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.