11. Hukuk Dairesi 2015/15089 E. , 2016/1656 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada....Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/11/2014 tarih ve 2012/342-2014/268 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin ulusal ve uluslararası kara taşımacılığı yaptığını ve davalı ile yapılan sözleşme uyarınca safir-pastalık böreklik buğdayın ...."dan ..."e taşınması ve gönderilene teslim edilmesi yükümlülüğü bulunduğunu, müvekkilinin malı teslim aldığını, varma yerine götürdüğünü ancak, davalı tarafından sağlanması gereken refakat belgesinin bulunmaması nedeniyle ... Karantina İdaresi tarafından verilen kararla malların iade edildiğini, bu nedenle müvekkilinin eşyayı teslim edemediğini ve malların iade edilmesinden dolayı zarara uğradığını, refakat belgelerinin davalı tarafından sağlanmamış olmasının davalının 6102 sayılı TTK"nın 860-864 maddeleri ile CMR"nin 11. maddesi uyarınca kusursuz sorumluluğuna yol açacağını, müvekkilinin meydana gelen zararının tazmini için fatura düzenlediğini ve davalıya gönderdiğini ancak, davalının müvekkilinin zararını karşılamadığını ileri sürerek, 9.000 USD"nin 31/12/2011 tarihinden itibaren CMR"nin 6/2 maddesi uyarınca yıllık %5 faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetki itirazında bulunmuş, taşıyıcının faaliyet adresi itibariyle davanın ....Asliye Ticaret Mahkemeleri"nin yetki alanında kaldığını, müvekkili şirketin ......"nde faaliyet gösteren firmaya satmış olduğu malların sağlık sertifikalarının alınarak alıcı şirketin talebi üzerine davacıya teslim edildiğini ancak, ürünlerin varma yerindeki ilgili kurumca "zirai karantina belgesinin" eksik olması nedeniyle geldiği ülkeye iadesine karar verildiğini, ürünlerin iadesinde müvekkilinin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin ürünlere ilişkin gerekli olan tüm belgeleri çıkardığını, alıcı firmanın müvekkili şirketten satın aldığı ürünlerin çoğunun safir- pastalık böreklik un olduğunu, bu ürünlerin ihracatının müvekkili tarafından diğer Avrupa ülkelerine de yapıldığını ve ihracat yapılan ülkelerin unun ülkelerine girişi için sağlık sertifikasını yeterli bulduklarını, müvekki linin Belerus"a ilk ihracatının dava konusu taşımaya konu ihracat olduğundan müvekkilinden anılan ülkenin mevzuatını bilmesinin beklenemeyeceğini, kaldı ki ürünleri satın alan firma ve bu firmanın taşıyıcısı olan davacı şirketin de müvekkilini
gerekli belgeler konusunda uyarmadığını ve bilgi vermediğini, taşıyıcı firmaların ihracat yapılacak ülkelerin koşullarını iyi bildiklerinden göndericileri bilgilendirdiklerini ancak, davacı tarafından müvekkiline bilgi verilmediğini, ürünlerin teslim edilememesi üzerine alıcı firmanın geri gönderilen ve davacı tarafından ardiyeye bırakılan ürünlerin kendisinin belirlediği başka bir taşıyıcı firmayla daha önce söylemeyi unuttuğu zirai karantina belgesinin de çıkarılarak gönderilmesini istediğini, müvekkilinin de istenilen belge ile ürünleri dava dışı firmaya teslim ettiğini ve ürünlerin alıcıya ulaştırıldığını, davacının diğer ürünleri gümrüğe bırakıp alıcının malları zamanında teslim almasını sağlayabilecekken kasıtlı şekilde hareket edip, kötüniyetli davranarak ürünlerin hepsini geri getirdiğini, davacı tarafça tanzim edildiği iddia edilen fatura içeriğini ve faturayı kabul etmediklerini, anılan faturanın müvekkiline tebliğ de edilmediğini, davacının gerek tazminat gerekse de faiz talebinin hukuka uygun olmadığını savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı gönderen tarafından dava dışı gönderilen alıcıya satılan mutfak eşyası, giysi, kumaş, gıda maddesi ve undan oluşan çeşitli emtianın davacı taşıyıcı tarafından teslim alındığı, eşyanın brüt ağırlığının 14.302,63 kg., taşımanın... olduğu, davalının ihraç ürünlerini ..."e taşıyan davacıya ait aracın bu ülkeye varışını takiben ... Cumhuriyeti Devlet Tohum Yönetimi Karantina ve Bitki Koruma Müfettişliği tarafından düzenlenen iade tutanağında bitki sağlık belgesinin olmaması, gerekli mal beraberi belgelerin eksikliği nedeniyle ülkeye sokulmayarak mahrece iade edilmesi üzerine davacı taşıyıcının aynı araçla ürünleri yurda getirerek eksiksiz ve hasarsız olarak ve davalının bilgisi dahilinde antrepoya teslim ettiği, taşımaya CMR Konvansiyonu"nun uygulanması gerektiği, davalının ..."e gönderdiği ihraç ürünler arasında yer alan un emtiası için bu ülkeye girişte istenilen bitki sağlık belgesini (...) temin etmediğinden davacı aracının girişine izin verilmediği, CMR"nin 11. m. uyarınca, malın tesliminden önce tamamlanması gereken belgelerin gönderici tarafından sağlanması gerektiği, taşıyıcının bu belgelerle, verilen bilgilerin doğruluğunu ve yeterliliğini incelemek zorunda olmadığı, göndericinin bu belgelerin bulunmaması, yetersiz olması veya usule aykırı düzenlenmesinden oluşan zarar ve hasarlardan taşıyıcıya karşı sorumlu olduğu ancak, taşıyıcının hata veya ihmali görülen durumların bu hükmün dışında olacağı, somut olayda taşıyıcıya yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı, ihracata ilişkin belgelerin gönderen tarafından eksik hazırlanmasından dolayı davacının oluşan zararının gidiş ve dönüşe ilişkin navlun ücretinden kaynaklandığı, taşımanın gerçekleştiği tarih itibariyle... ya da ...arası komple tenteli veya kapalı kasa tır aracı ile yapılan taşımalar için piyasa rayicinin yaklaşık 4.000 USD olup, gidiş- dönüş navlun alacağından dolayı toplam 8.000 USD maddi zararının bulunduğu, davacının iddia ettiği diğer zarar kalemlerinin de navluna dahil edilerek davacı zararının 8.000 USD olarak belirlendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 8.000 USD"nin dava tarihinden itibaren yıllık %5 oranında yürütülecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı tarafça, davalının yurt dışına ihraç ettiği mallarının taşınması sırasında, davalı tarafından temini gereken refakat belgelerinin kendisine verilmemesi ve varma yeri makamlarınca malların iade edilmesi nedeniyle zarara uğranıldığı iddiası ile açılan işbu davada, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, somut olayda uyuşmazlık, .
davalının gönderen olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Zira, davalı taşıma sözleşmesinin tarafı olmadığını savunmuş, davacı ise, davalının sözleşmenin tarafı olduğunu iddia etmiştir.
Gönderen; taşıma sözleşmesinde taşıyıcının sözleşme yaptığı karşı taraf olup, sözleşme uyarınca eşyanın taşınması kendisine karşı taahhüt olunan ve bunun karşılığında taşıma ücreti ödemekle yükümlü olan kimsedir. Gönderen kavramının navlun sözleşmesindeki karşılığını da taşıtan kavramı oluşturmaktadır. Taşıma sözleşmesi gönderen veya taşıyıcı tarafından şahsen veya temsilci vasıtasıyla yapılabileceği gibi, eşyanın taşıtılmasında veya taşınmasında fiilen rol almaları da gerekmez. Gönderen, eşyanın taşıyıcıya teslimi veya ondan tesellümü için üçüncü kişiye yetki de verebilir. Gönderen sıfatının kazanılmasında, taşınacak yükün mülkiyetine sahip olunması da şart değildir. Gönderen, taraf olduğu taşıma sözleşmesine dayanarak gerek kendisine ait bir yükü, gerekse de başkasına ait yükü taşıttırabilir. (Karayolunda Uluslararası Eşya Taşıma Sözleşmeleri Hakkında Konvansiyon CMR Şerhi, Doç. Dr. Hakan Karan, Ankara 2011 ve Taşıma Hukuku, Yrd. Doç. Dr. Vural Seven, Anadolu Üniversitesi Yayınları, 1. Baskı )
Bu itibarla, mahkemece öncelikle davalının yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda gönderen olup olmadığı tespit edilerek, bu yöndeki uyuşmazlığın çözümlenmesinden sonra, CMR"nin 11. maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin faize yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/02/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
1- Dava, Türkiye’den...’a yapılan taşıma sırasında, mallar... Gümrüğünde eksik belge sebebiyle ülkeye sokulmaması nedeniyle taşımacının uğradığı zararın davalı taşıtandan tahsili istemine ilişkindir.
2- Davacı vekili, taşıma sözleşmesi uyarınca, davalıya ait pastalık/böreklik buğdayı ...’a taşıdığını, ancak varma gümrüğünde eşya refakatinde “zirai karantina belgesi” nin bulunmaması nedeniyle malları ülkeye sokamadığını ve alıcıya teslim edemediğini, malların iade edildiğini, bu sebeple bekleme yapmak zorunda kaldığını, refakat belgelerini sağlama ve taşıyıcıya teslim etme görevinin taşıtana ait olduğunu ileri sürmüş ve oluşan zarar bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
3- Davalı taşıtan, kendilerinin bir çok ülkeye ihracat yaptığını, ancak...’a ilk defa ihracat yaptıkları için sadece bu ülkenin aradığı “zirai karantina” belgesini taşıyıcıya veremediklerini, taşıyıcının böyle bir belgenin gerekliliği konusunda kendilerini önceden uyarmadığını, malları gümrüğe bırakmak yerine geri getirerek zarara kendisinin sebebiyet verdiğini ileri sürerek davanın reddine talep etmektedir.
4- Davaya konu taşımanın, ülkeler arası yük taşımaya ilişkin olmakla "Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatına ilişkin Sözleşme (CMR- Convention Relative Au Contrat De Transport İnternational De Marchandises Par Route)" hükümlerine tabi olduğu, zararın refakatta götürülmesi gereken “zirai karantina belgesi” nin eşyayla birlikte götürülmemesinden kaynaklandığı ve miktarı konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
5- Davalı taraf, “zirai karantina belgesi” nin refakatta götürülmesi gerektiğinin taşımacı tarafından kendilerine hatırlatılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, CMR Sözleşmesinin 11.maddesinde yer alan “1. Malların tesliminden önce tamamlanması gereken gümrük ve diğer formalitelerin yerine getirilmesi için, gönderici, lüzumlu belgeleri sevk mektubuna iliştirecek yahutta taşımacıya verecek ve talep ettiği diğer bilgileri kendisine sağlayacaktır.2. Taşımacı bu belgelerle verilen bilgilerin doğruluğunu ve yeterliliğini incelemek zorunda değildir. Gönderici bu gibi belgelerin bulunmaması, yetersiz olması, veya usule aykırı oluşundan doğacak zarar, ziyan ve hasardan, taşımacıya karşı sorumludur. Ancak taşımacının hatası veya ihmali görülen durumlar bu hükmün dışındadır” şeklindeki düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı üzere, eşyanın taşınmasına ilişkin her türlü sevk belgesini hazırlamak ve taşımacıya vermek gönderenin yükümlülüğündedir. Anılan nedenlerle, “zirai karantina belgesi” nin bulunmaması sebebiyle malın Belarus’a sokulamaması sebebiyle oluşan hasarın tamamından davalı gönderenin sorumlu tutulması gerekir. Nitekim yerel mahkeme de gerekçesini de tartışarak davalı göndereni olaydan sorumlu tutmuştur.
6- Dairemiz çoğunluğu tarafından, davalının CMR 11 m. uyarınca “gönderen” sıfatının bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Ancak davalı, başından beri kendisinin malları ihracat amacıyla ...’a gönderdiğini kabul etmektedir. Ayrıcı davalının, “kendisinin malları yurtdışına gönderen olmadığı” yönünde bir temyiz sebebi de bulunmamaktadır. Yerel mahkemece verilen karar ve dayanılan bilirkişi raporu yerinde olup, mahkeme kararının onanması gerekirken anılan gerekçeyle bozulması yönündeki Dairemiz çoğunluk görüşüne katılmıyorum.