Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Her ne kadar; davalı vekili duruşma talepli temyiz etmiş ise de, HUMK."nun 438.maddesindeki koşullar oluşmadığından ve duruşma pulu bulunmadığından duruşma talebinin reddine karar verildi. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalının elektrik abonesi olduğunu, 20.489,84 TL elektrik bedelini ödemediğini belirterek bedelin ödenmesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; dava dışı kişilerin davalıya ait bahçedeki tesisata hat çekerek kaçak elektrik kullandıklarını, borcu olmadığını beyan etmiş, yetkisizlik ilk itirazında bulunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, itirazın iptaline, hüküm altına alınan itirazlı alacak üzerinden %40 8.196 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Dosya kapsamından, davalının 21.12.1992 tarihinden beri "Tarımsal kullanma" abonesi olduğu, hükme esas alınan 2008/253 E.sayılı icra takip dosyasında, 11.216 TL 2005 yılı 4. Dönem enerji borcu, 7.858 TL gecikme zammı, 1.414 TL gecikme zammın KDV"si olmak üzere 20.489 TL için talepde bulunulduğu, davalının 04.11.2009 tarihli itirazı üzerine 04.11.2010 tarihinde itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Davada, davalı abonenin ödemekle sorumlu olduğu elektrik bedeli talep edilmektedir. HUMK"nun 388/3.maddesi (HMK"nun 297.maddesi) ve Anayasa"nın 141/III.maddesi hükümlerine göre; kararın gerekçesiz olması mutlak bozma nedenidir. Kararda bulunması gereken gerekçe sayesinde taraflar hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK"nun 428.maddesi (HMK"nun 362.maddesi) uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilir. Başka bir deyişle, Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. HMK"nun 266.maddesi (HUMK"nun 275.maddesi) gereğince; "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir." hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, davada davalının sorumlu olduğu enerji bedelinin bu konudan anlayan uzman bilirkişiler kurulundan alınacak ayrıntılı rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece; bilirkişi incelemesi yapılmadan ve taraflar arasında görülen 2003 yılı 7.ve 8.döneme ilişkin başka borç için Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/42 E.sayılı dava dosyasını gerekçe göstererek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, asıl alacak yerine, asıl alacak ile birlikte gecikme cezası ve KDV"si toplamının %40"ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi de, İİK"nun 67.maddesine aykırı olduğundan karar bu yönden de bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.