22. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/29321 Karar No: 2020/7185 Karar Tarihi: 18.06.2020
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/29321 Esas 2020/7185 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/29321 E. , 2020/7185 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, iş sözleşmesine işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle son verildiğini öne sürerek kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında ıslaha değer verilip verilmeyeceği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 6100 sayılı Kanun’un 90. maddesinin birinci fıkrasında, “Süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez.” hükmü; aynı Kanun’un 181. maddesinde, “Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.” hükmü düzenlenmiştir. Davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için, taraflarca veya mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bu sürelerin bazılarını kanun bizzat belirlerken bir kısmını işin özelliğine, tarafların durumlarına göre belirlemesi için hakime bırakmıştır. Kanuni süreler açıkça belirtilen ayrıcalıklar dışında kesindir. Bu nedenle kanunun tayin ettiği süreler hakim tarafından azaltıp çoğaltılamaz. Somut uyuşmazlıkta, davacı vekiline 10.03.2016 tarihli celsede talep miktarını ıslah yolu ile arttırması ve harcını yatırması için iki haftalık süre verilmiş olup davacı 23.03.2016 tarihinde harç yatırarak ıslah dilekçesi sunmuştur. 6100 sayılı Kanun’un 181. maddesinin birinci fıkrası açık olup, tarafa ıslah ettiği usul işleminin yapılması için tanınması gereken süre bir haftadır. Az yukarıda açıklandığı üzere, bu sürenin hakim tarafından değiştirilmesi mümkün değildir. “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” ilkesi de dikkate alındığında kanunda öngörülen süreden sonra yapılan ıslah işlemi geçersizdir. Açıklanan nedenle; Mahkemece, ıslah hiç yapılmamış sayılarak, dava dilekçesindeki talep miktarlarıyla bağlı kalınarak hüküm tesis edilmesi gerekirken, süresi geçtikten sonra verilen ıslah dilekçesine göre karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 18.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.