17. Ceza Dairesi 2018/5497 E. , 2018/14141 K.
"İçtihat Metni" MAHKEME : Çocuk Mahkemesi
TALEPLE İLGİLİ OLAN HÜKÜM: Mahkumiyet
SUÇ : İş yeri dokunulmazlığının ihlali
Suça sürüklenen çocuk hakkında işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan yapılan yargılama sonucunda; 5237 sayılı TCK’nın 116/4, 31/3, 62 ve 51. maddeleri gereğince cezalandırılmasına ilişkin Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesi"nin 21/04/2015 tarih, 2015/41 Esas ve 2015/90 Karar sayılı kararına ilişkin Kanun Yararına Bozma talebi üzerine;
Yargıtay 17. Ceza Dairesi"nin 11/09/2018 tarih, 2018/3628 Esas ve 2018/10385 Karar sayılı kararıyla;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesi"nin 21/04/2015 tarih, 2015/41 Esas ve 2015/90 sayılı kararının CMK’nın 309.maddesi uyarınca Kanun Yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre yeniden yargılama gerekli olmadığından; suça sürüklenen çocuğun; iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/4, 31/3 (2 kez) ve 62. (2 kez) maddeleri uyarınca verilen 10 ay hapis cezasının TCK"nın 50/1-a maddesi uyarınca günlüğü takdiren 20,00 TL"den 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, para cezasının birer ay ara ile 20 eşit taksitte ödenmesine, taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde kalanın tamamen tahsiline, infazın bu şekilde yapılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, müteakip işlemlerin CMK’nın 309. maddesinin 4-a bendi uyarınca mahallinde mahkemesince değerlendirilmesi gerekmekle, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, karar verilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 19.10.2018 tarih ve 2018/53286 sayılı yazısı ile;
ANLATIM VE TALEP:
"Nitelikli hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından suça sürüklenen çocuk ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/2-h, 143, 35, 116/4, 31/3 (2 kez) ve 62. (2 kez) maddeleri gereğince 2 yıl 2 ay 20 gün hapis ve 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, hükmolunan hapis cezalarının aynı Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ertelenmesine, 3 yıl denetime tabi tutulmasına dair Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesi"nin 21/04/2015 tarihli ve 2015/41 Esas, 2015/90 sayılı Kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde, dosya kapsamında bulunan adlî sicil kaydına göre, iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme suçunu işlediği tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan ve suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiş, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 08/06/2018 gün ve 94660652-105-34-7583-2018-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar olunmakla, anılan kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 21/06/2018 gün ve 2018/53286 sayılı tebliğnamesiyle bozma talebi sunularak ilgili dosya Yargıtay 17. Ceza Dairesi Başkanlığına gönderilmiştir.
Yüksek 17. Ceza Dairesinin, 11/09/2018 gün, 2018/3628 Esas ve 2018/10385 sayılı kararı ile özetle, "Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesi"nin 21/04/2015 tarih, 2015/41 Esas ve 2015/90 sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca Kanun Yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre yeniden yargılama gerekli olmadığından; suça sürüklenen çocuğun; iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/4, 31/3 (2 kez) ve 62. (2 kez) maddeleri uyarınca verilen 10 ay hapis cezasının TCK"nın 50/1-a maddesi uyarınca günlüğü takdiren 20,00 TL"den 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, para cezasının birer ay ara ile 20 eşit taksitte ödenmesine, taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde kalanın tamamen tahsiline, infazın bu şekilde yapılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, müteakip işlemlerin CMK’nın 309. maddesinin 4-a bendi uyarınca mahallinde mahkemesince değerlendirilmesi gerekmekle, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE" karar verilmiş, 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi çerçevesinde yapılan incelemede, Yüksek 17. Ceza Dairesinin anılan kararına karşı aşağıda açıklanmaya çalışılacak nedenlerden dolayı itiraz edilmesi zorunluluğu doğduğu" belirtilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ:
"İtirazın konusunu oluşturan uyuşmazlık; Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesi tarafından işyeri konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün düzeltilmesi, başka bir ifadeyle bozmanın 5271 sayılı CMK"nın "309/4-d" maddesine göre yapılması halinde, CMK"nın 309/4-a maddesi uyarınca mahallinde yapılacak müteakip işlem bulunup bulunmadığının tespitine ilişkindir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 ve 310. maddelerinde düzenlenen kanun yararına bozma kurumu; hakim veya mahkemelerce verilip istinaf ya da temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların giderilmesini sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur. 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasında, kanun yararına bozma sonrası yapılacak işlemler, bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ve bozma kararının etkileri, bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrım yapılarak ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Düzenlemede; kanun yararına bozmanın sonuçları ve bozma sonrasındaki uygulama saptanırken, öncelikle "karar" ve "hüküm" ayrımı gözetilmiş ayrıca mahkûmiyet hükmü ile davanın esasını çözen veya çözmeyen diğer hükümler bakımından farklı uygulama ve sonuçlar öngörülmüştür.
Bozma nedenleri; 5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinde tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca; kararı veren hakim veya mahkemece gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için, verilecek hüküm veya kararda, lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyecektir. Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin olması halinde ise, anılan fıkranın (b) bendi uyarınca kararı veren hakim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilecek, ancak bu halde verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacaktır. Davanın esasını çözen mahkûmiyet dışındaki diğer hükümlerin bozulmasında ise anılan fıkranın (c) bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurucu herhangi bir işlem yapılamayacağı gibi, "tekriri muhakeme" yasağı nedeniyle kanun yararına bozma kapsamında yeniden yargılama da gerekmeyecektir. 4’üncü fıkranın (d) bendi gereğince bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi halinde ise cezanın kaldırılmasına karar verilecek, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi durumunda bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesince doğrudan hükmedilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay ceza dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip, gereken kararın doğrudan ilgili daire tarafından verilecektir.
Görüldüğü üzere, bir karar veya hükmün kanun yararına bozulmasının ilgili aleyhine sonuç doğurup doğurmayacağı, bozma sonrasında kararı veren hakim veya mahkemece yeni bir inceleme, araştırma ve yargılama yapılıp yapılmayacağı, hangi hallerde Yargıtay’ın doğrudan hükmetme yetkisinin bulunduğu maddede sıralı ve ayırıcı biçimde düzenlenmiş, bozma sonrasındaki uygulama belirlenirken “karar” ve “hüküm” ayrımı gözetilmiş, ayrıca mahkumiyet hükmü ile davanın esasını çözen veya çözmeyen diğer hükümler bakımından farklı uygulama ve sonuçlar öngörülmüştür.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinde mahkemece verilen kararlardan hangilerinin hüküm olduğu açıklanmıştır. Buna göre; "mahkûmiyet, beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararları" birer hükümdür. Yine "adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararları" da yasa yolu bakımından hüküm sayılır. Bunlardan mahkûmiyet, beraat, ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbirlerine hükmedilmesine dair hükümlerin uyuşmazlığı sona erdiren, davanın esasını çözen nitelikteki hükümler oldukları konusunda öğretide genel bir mutabakat bulunmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesi tarafından iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde Yüksek Dairece daha hafif bir cezaya hükmolunduğundan, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca karar verilmiştir. Bu nedenle Özel Dairece müteakip işlemlerin CMK’nın 309. maddesinin 4-a bendi uyarınca mahallinde mahkemesince değerlendirilmesi gerekeceğine ilişkin ilamdan çıkartılması gerekmektedir. Bunun yanı sıra ilamın sonuç kısmında sadece konut dokunulmazlığını ihlal suçundan verilen karar yönünden yeni bir hüküm kurulmasına rağmen 5237 sayılı TCK"nın 31/3 ve 62/1. maddelerinin iki kez uygulandığının belirtilmesi suretiyle hükmün karıştırılması Kanuna aykırı görüldüğünden 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi uyarınca olağanüstü itiraz kanun yoluna başvurulduğu" belirtilmiştir.
SONUÇ VE İSTEM: Açıklanan gerekçelerle;
"1-)Dairenizin, 11/09/2018 gün, 2018/3628 Esas ve 2018/10385 sayılı Kararının kaldırılması,
2-a-)Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesinin 21/04/2015 tarihli, 2015/41 Esas ve 2015/90 sayılı Kararını kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca kanun yararına bozulmasına, ilamdaki "müteakip işlemlerin CMK’nın 309. maddesinin 4-a bendi uyarınca mahallinde mahkemesince değerlendirilmesi" ibaresinin çıkartılmasına,
b-)İlamın sonuç kısmındaki "5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/4, 31/3 (2 kez) ve 62. (2 kez) maddeleri" ibaresinin "5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/4, 31/3 ve 62. maddeleri" olarak düzeltilmesine karar verilmesi,
3-)Yüksek Daireniz aksi kanaatte ise dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi, itirazen arz ve talep olunur." şeklinde istemde bulunulması üzerine dosya dairemize gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü;
İTİRAZIN KAPSAMI;
Suça sürüklenen çocuk hakkında TCK"nın 116/4, 31/3, 62 ve 51. maddeleri uyarınca verilen 10 ay erteli hapis cezası için Kanun Yararına Bozma yasa yoluna başvurulduğu, Dairemizce kararın kanun yararına bozulmasına, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen erteli hapis cezasının TCK"nın 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesine rağmen müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince değerlendirilmesine denmesi ve mahkemece bir kez iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan karar verilmesine rağmen ilamın sonuç ve karar kısmında uygulama maddeleri için 2 kez denmek suretiyle karışıklığa yol açıldığından bahisle Dairemizin kararının bu kısımlarının kaldırılması talep edilmiştir.
KARAR;
Suça sürüklenen çocuk hakkında TCK"nın 116/4, 31/3, 62 ve 51. maddeleri uyarınca verilen 10 ay erteli hapis cezası için Kanun Yararına Bozma yasa yoluna başvurulduğu, Dairemizce kararın kanun yararına bozulmasına, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen erteli hapis cezasının TCK"nın 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesine rağmen müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince değerlendirilmesine dendiği ve mahkemece bir kez iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan karar verilmesine rağmen ilamın sonuç ve karar kısmında uygulama maddeleri için 2 kez dendiği anlaşılmıştır.
Bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.10.2018 tarih ve 2018/53286 sayılı itiraz istemi yerinde görülmüş olduğundan İTİRAZIN KABULÜNE, Yargıtay 17. Ceza Dairesi"nin 11/09/2018 tarih, 2018/3628 Esas ve 2018/10385 Karar sayılı ilamı ile suça sürüklenen çocuk hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen kararının KALDIRILMASINA,
Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği, incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Küçükçekmece 2. Çocuk Mahkemesi"nin 21/04/2015 tarih, 2015/41 Esas ve 2015/90 Karar sayılı kararının CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre yeniden yargılama gerekli olmadığından; suça sürüklenen çocuğun; iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nın 116/4, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca verilen 10 ay hapis cezasının TCK"nın 50/1-a maddesi uyarınca günlüğü takdiren 20,00 TL"den 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, para cezasının birer ay ara ile 20 eşit taksitte ödenmesine, taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde kalanın tamamen tahsiline, infazın bu şekilde yapılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, 12.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.