19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/3392 Karar No: 2015/16303 Karar Tarihi: 07.12.2015
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/3392 Esas 2015/16303 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalıların itirazları nedeniyle durdurulan icra takibinde alacağının tahsili amacıyla başvuran davacı, haksız itirazların iptal edilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davalıların borca yaptıkları itirazların konusuz kaldığı gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Ancak, 5464 sayılı Kanun'un 44/2 maddesi gereği kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanması gerekmektedir. 28/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra oluşan banka kredi kartı uyuşmazlıklarında ise görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olacağı belirtilmektedir. Mahkeme, bu kanun maddeleri ve davanın açıldığı tarih gözetilerek genel mahkeme sıfatıyla yargılamaya devam edilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Hükmün bozulmasına karar verilmiş ve bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarına şimdilik yer olmadığı belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyle belirtilmiştir: 5464 sayılı Kanun'un 44/2 maddesi, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve 28/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 3/1-k-1, 73/1, 83/2 ve geçici
19. Hukuk Dairesi 2015/3392 E. , 2015/16303 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mah.sıfatıyla)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-temlik alan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı-temlik alan vekili, alacağını temlik eden banka ile davalıların murisi arasında akdedilen bankacılık hizmetleri sözleşmesi gereğince murise kredi kartı tahsis edildiğini, ancak ödemelerin aksatılması üzerine hesabın kat edildiğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılmış olan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu ileri sürerek, haksız itirazların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, ödeme emrinin iptaline ilişkin olarak icra hukuk mahkemesine açılan davanın kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; yargılama sırasında icra hukuk mahkemesince icra takibinde davalılar adına çıkarılan ödeme emirlerinin iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalıların borca yaptıkları itirazların konusuz kaldığı gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı-temlik alan vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, alacağını temlik eden banka tarafından davalıların murisine kullandırılan kredi kartı borcundan kaynaklanmaktadır. 5464 sayılı Kanun"un 44/2 maddesi"nde "Kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanır" denilmektedir. 28/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun"un yürürlüğe girmesinden sonra oluşan banka kredi kartı uyuşmazlıklarında ise görevli mahkemenin, anılan kanunun 3/1-k-l, 73/1, 83/2 ve geçici 1. maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde Tüketici Mahkemeleri olacağı anlaşılmakta ise de, anılan kanunun yayımı tarihinden itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Mahkemece, anılan bu kanun maddeleri ve davanın açıldığı tarih gözetilerek genel mahkeme sıfatıyla yargılamaya devam edilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı-temlik alan vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.