14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/783 Karar No: 2015/1578 Karar Tarihi: 16.02.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/783 Esas 2015/1578 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/783 E. , 2015/1578 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.04.2012 gününde verilen dilekçe ile suya müdahalenin önlenmesi ve su rejimi kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulü ile su rejimi kurulmasına dair verilen 22.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava suya vaki müdahalenin önlenmesi, içme suyu ve kullanma suyu konusunda düzenleme yapılması istemine ilişkindir. Davalı, diğer su kaynakları ile birlikte suyun bir noktada toplanıp eşit şekilde paylaşılmasını istemiştir. Asli müdahil, su kaynağından diğer maliklerle birlikte kendisine de eşit pay verilmesini istemiştir. Mahkemece, dava konusu su kaynağının çıktığı 1234 parsel sayılı taşınmazın 1/3 oranında davacı, davalı ve asli müdahil davacıya ait olduğu, davalı ..."ın davacının suyu kullanmasına engel olduğu, belirtilerek zaman bazında su rejimi kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. HMK"nın 297/2 maddesi uyarınca; "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Davaya konu olayda davacı, 1234 sayılı parselde hissedar olduğu su kaynağına davalının su hortumunu söküp atması suretiyle gerçekleşen müdahalesinin önlenmesi ile birlikte su rejimi kurulmasını da istediği halde mahkemece yalnızca su rejimi kurulmasına karar verildiği müdahalenin önlenmesi yönünde hüküm kurulmadığı görülmüştür. Diğer taraftan, dava konusu su kaynağının içinde yer aldığı taşınmazda tarafların müştereken pay sahibi oldukları böylece sudan faydalı ihtiyaçları oranında yararlanabilecekleri hususu çekişmesizdir. Mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen zirai bilirkişi raporu gereğince re"sen su rejimi oluşturulmuş ise de mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Uyuşmazlığın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden HMK"nın 266/1 maddesi hükmü gözetilerek öncelikle mevcut suyun ve hatta varsa tarafların yararlandığı diğer kaynakların debisi jeolog bilirkişi marifetiyle uygulamalı ölçüm yapılarak saptanmalı, daha sonra tarafların (insan, hayvan ve bitkilerin su ihtiyaçları sıralaması ile) içme ve kullanma suyuna ihtiyaç miktarları bilimsel verilere uygun şekilde tespit edilmeli, suyun rezervi ile ihtiyaç durumu gözetilerek su rejimi kurulmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de davanın kabulüne karar verildiği halde karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"nin 12/1. maddesi uyarınca avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken eksik vekalet ücreti takdir edilmesi de yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.