3. Hukuk Dairesi 2013/20379 E. , 2014/7653 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : TARSUS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2013/80-2013/331
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; davacı ile davalı kurum arasında iş yeri abonelik sözleşmesi bulunduğunu, davalı kurum tarafından düzenlenen 28/01/2012 tarihli kaçak/usulsüz elektrik tutanağına istinaden davacı hakkında 31.477,60 TL borç tahakkuk ettirildiğini, kaçak kullanımın sözkonusu olmadığını belirterek, davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davacının birikmiş elektrik borçları nedeniyle icra takibinin başlatıldığını, bu nedenle davacıya ait aboneliğin iptal edildiğini ve sayacının mühürlendiğini, ancak davacının elektriği kesik, abonesi iptal edilmiş,sayacın mühürlerini sökerek elektrik kullandığını, yapılan tahakkukun doğru olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacı hakkında kaçak elektrik kullanma ve mühür bozma suçundan açılan kamu davasında davacının beraat ettiği, mühürleme tutanağında elektriğin kesilerek mühürlenmediği, elektriğin sayaçtan geçtiği, bu nedenle davacının abonesiz kaçak kullanma bedelinden sorumlu tutulmamasının gerektiği, ayrıca ceza dosyasından alınan bilirkişi raporu ve mahkemece alınan bilirkişi raporunun birbirini destekler nitelikte olduğu, davacının kaçak elektrik kullanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu olan tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği"nin 13.maddesinde hangi koşullarda kaçak elektrik enerjisinin kullanıldığının kabul edileceği açıklanmıştır. Buna göre;
" "a) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,
b) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.""
Aynı Yönetmeliğin 14.maddesinde ise hangi durumlarda usulsüz elektrik enerjisi kullanıldığının kabul edileceği belirtilmiştir. Buna göre de;
""Müşterinin; a) Ölçme noktasından sonraki kendi elektrik tesisatından üçüncü şahıslara elektrik enerjisi vermesi,
b) Kendi adına perakende satış sözleşmesi olmadan daha önceki müşteri adına düzenlenen ödeme bildirimlerini ödemek suretiyle elektrik enerjisi tüketmesi,
c) Sayaç ve ölçü devreleri mühürsüz olduğu halde ilgili tüzel kişilere haber vermeden elektrik enerjisi tüketmesi,
d) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından 7 nci madde çerçevesinde yapılması gereken bağlantı işleminin tamamlanmasını beklemeksizin, tüketiminin doğru tespit edilmesini engellemeyecek şekilde bağlantı yapması/yaptırması,
e) İlgili tüzel kişilere yapılmış başvuru olmaksızın, bulunduğu abone grubunun kapsamı dışında elektrik enerjisi tüketmesi,
f) Güç trafosunu değiştirdiği halde ilgili tüzel kişilere durumu yazılı olarak onbeş gün içerisinde bildirmemesi,
g) 9 uncu maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesi,
h) Kesilen elektriği yükümlülüklerini yerine getirdikten sonra dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açmak hallerinde, usulsüz elektrik enerjisi tüketmiş sayılır.""
Somut olayda, davalı kurum davacının birikmiş elektrik borçları nedeniyle icra takibinin başlatıldığını, bu nedenle davacıya ait aboneliğin iptal edildiğini ve sayacının mühürlendiğini, ancak davacının elektriği kesik,abonesi iptal edilmiş, sayacın mühürlerini sökerek kaçak elektrik kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının, ceza dosyasında kaçak elektrik kullanma ve mühür fekki suçundan beraatine karar verildiği bu nedenle kaçak kullanımın gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, ceza davasına konu mühürleme tutanağının 11.08.2009 tarihli olduğu bu tarihten sonra davalı kurum elemanlarınca 17.05.2010 tarihinde de elektrik kesme ve mühürleme tutanağının düzenlendiği ve davalı kurum ekiplerince düzenlenen 28.01.2012 tarihli kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağında davalının takip tahliye olan elektriği kullandığı belirtilmiştir.
Bu durumda davacının bu eyleminin yönetmeliğin 13/b maddesinde belirtilen kaçak elektrik enerjisi tüketimi kabul edilerek, bu çerçevede inceleme ve hesaplama yapılması gerekirken, yanlış değerlendirme ile davalının usulsüz elektrik kullandığını belirten yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden tutanağın düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre tahakkuk ve ek tahakkuklar da tek tek değerlendirilerek denetime elverişli rapor alınması, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.