Esas No: 2021/17376
Karar No: 2022/8393
Karar Tarihi: 02.06.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/17376 Esas 2022/8393 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/17376 E. , 2022/8393 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜMLER : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi, temyiz isteminin reddine dair ek karar
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Anayasamızın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10/2-3 maddesinde;
“Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz ve çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 2/d maddesinde yer alan “şiddet” tanımına göre;
“Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı” ifade eder.
Aynı Kanun’un 20. maddesinin 2. fıkrasında da davaya katılma konusuyla ilgili olarak;
“Bakanlık, gerekli görmesi hâlinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idarî, cezaî, hukukî her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re'sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 13.12.2019 gün, 2019/6 Esas, 2019/7 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı ile özetle; 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20/2. maddesi uyarınca, bu kanun kapsamına giren suçlarla ilgili olarak açılan ceza davalarında, kovuşturma evresinde mahkemesince; Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davadan haberdar edilmesinin zorunlu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Somut olayda pozitif ayrımcılığa tabi tutulan katılanın 6284 sayılı Kanun kapsamında şiddet mağduru olması nedeniyle Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının aynı Kanun’un 20/2. maddesi uyarınca davaya katılmasında isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki temyiz isteminin reddine dair ek kararın onanmasına ilişkin görüşe iştirak edilmemiş; bu bağlamda katılan kurum vekilinin temyiz isteminin reddine dair 17.03.2021 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
Bıçakla tehdit ve yaralama eylemi sonrasında katılanın koli bandı ile bağlandığının ve yağma fiilinden sonra bu şekilde bırakıldığının iddia edilmesi karşısında; zamanaşımı içinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir.
I- Sanık ... hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin "Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usûle ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin temyiz dilekçesinde belirttiği sebeplere yönelik olarak yapılan incelemede;
1939 doğumlu olan katılan ...’ın kendisini savunamayacak durumda olduğuna dair somut bir doktor raporu bulunmadığı, hakeza katılanın bağlanmasının ardından kendi çabası ile kurtulduğu, bu nedenle TCK’nın 149/1-e maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı, ancak öte yandan sanık ... atılı yağma suçunu diğer sanık ... ile birlikte işlediğinden, hakkında TCK’nın 149/1-c maddesinin uygulanma koşullarının doğduğu hususları bir arada gözetildiğinde; söz konusu durum hukuka aykırı ise de, sonuç ceza değişmeyeceğinden anılan husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine göre, sanık hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan hükümde ileri sürülen temyiz sebepleri yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca, katılan kurum vekilinin yerinde görülmeyen TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ ile tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN ONANMASINA, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine,
II- Sanık ... hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan beraat hükmünün incelenmesine gelince;
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin "Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usûle ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı ile katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri sebeplere yönelik olarak yapılan incelemede;
Oluş ve dosya içeriğine göre, sanık ...'ın, diğer sanık ... ile aynı araca binerek suç tarihinden bir gün önce 07/01/2020 günü ...'den Bigadiç'e geldiği ve keşfin ardından ikilinin döndükleri, suç tarihi olan 08/01/2020 günü de tekrar araçla ...'den Bigadiç'e geldikleri, dolayısıyla ortak hareket ettikleri, nitekim sanık ...'in 14/09/2020 tarihli duruşmada, sanık ...'nın katılanın evinden para alacağını bildiğini söylediği, hakeza gözcülük ve şoförlük yapan sanık ...’nın araçtan eldiven alan diğer sanık ...’ın suç işlemeyeceğini düşünmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığının anlaşılması karşısında; sanık ...’ın atılı suçtan TCK’nın 37/1. maddesi delaleti ile 149/1-a-c-d maddeleri gereğince mahkûmiyeti yerine, yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi
Bozmayı gerektirmiş, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı ile katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle 5271 sayılı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK'nın 304/2-a maddesi uyarınca yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın ... 1. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesine gönderilmesine, 02.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.