3. Hukuk Dairesi 2014/2752 E. , 2014/7649 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2012
NUMARASI : 2009/274-2012/153
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde,müvekkillerinin Melek İşhanının iştirak halinde malikleri olduklarını,iş hanında bulunan merdiven otomatiğinin bağlı bulunduğu sayacın kaçak olduğundan bahisle davalı kurum tarafından tutanaklar düzenlendiğini ,kaçak tahakkuku yapılarak, faturalar tanzim edildiğini,bir kısım faturaların icraya konulduğunu,tahakkuk ettirilen toplam 8906,45TL borçtan sorumlu olmadıkları gerekçesiyle borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde,davacı tarafın malikleri bulunduğu Yeni Melek İşhanı yönetimi tarafından 8.250 tesisat numaralı idareye kaydı olmayan alt kapağı mühürsüz sayaç üzerinden elektrik tüketimi yapıldığını, bu durumun çeşitli tarihlerde tutanaklarla tespit edildiğini, yapılan icra takipleri nedeni ile hiçbir ödeme yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece;davacıların malik oldukları taşınmazın ortak kullanım alanında,alt kapağı mühürsüz idareye kaydı olmayan sayaçtan kaçak elektrik kullanıldığı,kurumun yaptığı hesaplamalar ile bilirkişinin yaptığı hesaplamalar arasında çok önemsiz fark bulunduğu,bu nedenle kurumun yaptığı hesaplamalara itibar edildiği gerekçesiyle,davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili dilekçesinde, icra takibine konu edilen(8.5.2008 tarihli,408,58 TL bedelli,13.9.2007 tarihli 497.67 TL bedelli,27.6,2005 tarihli 1977.49 TL bedelli,20.10.2005 tarihli 274,21 TL bedelli,20.12.2005 tarihli,69,48 TL bedelli,25.5.2006 tarihli 310,97 TL bedelli,8.9.2006 tarihli 162.10TL bedelli ve 1.11.2007 tarihli ve 136,42TLbedelli faturalar ile ve icra takibine konu edilmeyen 4.5.2009 tarih ve32,86 TL,6.4.2009 tarih ve 436,44 TL, 17.4.2009 tarihli 179,89 TL ve 4420,34 TL olmak üzere toplam 8906,45 TL faturadan dolayı borçlu olmadıklarının tespitini talep etmişlerdir.
13.12.2011 tarihli bilirkişi raporunda ise davalı kurum tarafından icra takibine konu edilen toplam 3525,95 TL tutarındaki faturalar yönünden inceleme yapılmış ve davacıların 3280,93 TL tutarında davalı kuruma borçlu oldukları belirtilmiş,icra takibine konu edilmeyen faturalar hakkında inceleme yapılmadığı gibi mahkemece bilirkişi raporu ile kurumun yaptığı tahakkuk arasında çok az fark bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kaçak elektrik tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi hükmünde, dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketimi olarak tanımlanmıştır.
Kaçak elektrik tutanağı aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerden olup, aksi de ispat edilmedikçe, doğru olduğunun kabulü gerekir.
Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek,davacı vekilinin menfi tespit talep ettiği icra takibe konu edilmeyen faturalar hakkında da bilirkişi incelemesi yaptırılarak,neticesine göre hüküm kurulması gerekirken,yalnızca icra takibine konu edilen faturalar yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmediği gibi kurumun yaptığı tahakkukun doğruluğu konusunda değerlendirme ve gerekçe oluşturulmadan ,bilirkişi hesabı ile kurumun yaptığı tahakkuk arasında çok az fark bulunduğu ,bu nedenle kurumun yaptığı hesaplamalara itibar edildiği gerekçesiyle ,yasanın aradığı anlamda(HMK 297 ve devamı maddeleri) gerekçe ihtiva etmeyen hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.