9. Hukuk Dairesi 2015/1372 E. , 2015/9193 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı ile yatacak yer bedeli alacaklarının
ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının askerlik nedeniyle iş akdini sonlandırdığını bu nedenle davacının kıdem tazminatına hak kazandığını ileri sürerek, kıdem tazminatı ile yatacak yer bedeli alacaklarını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdini istifa etmek suretiyle sonlandırdığını bu nedenle davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, iş akdinin davacı tarafından askerlik nedeniyle sonlandırıldığı, davacının kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu bağlamda, her iki talep de hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda kısmen kabul edilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin kararı ile bozulmuştur. Bozma ilamında özetle, davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra devamla, eksik inceleme sonucunda kıdem tazminatı talebinin yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ve yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar davacı asil tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10/10/2012 tarih ve 2012/9-851 E – 2012/705 K sayılı kararında özetle, bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda verilecek kararlarda, bozma konusu yapılmasa da her bir taleple ilgili olarak yeniden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece, bozmadan sonra verilecek kararda bozma kapsamı dışında kalsın ya da kalmasın her bir taleple ilgili olarak yeniden olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmalıdır.
Somut olayda, yukarıda yargılama süreci kısmında da belirtildiği üzere, bozmadan önceki kararda mahkemece, davacının her iki talebi de hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda kısmen kabul edilmiştir.
Bozma ilamında özetle, davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra devamla, eksik inceleme sonucunda kıdem tazminatı talebinin yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, bozma ilamında yatacak yer bedeli alacağı talebi hakkında bir bozma nedeni bulunmamaktadır.
Bozmadan sonraki yargılama aşamasında aldırılan bilirkişi raporunda, davalı tarafından kıdem tazminatına karşılık davacıya ödenen miktarlar, hesaplanan kıdem tazminatı alacağından mahsup edildiğinde, davacının hak kazandığı kıdem tazminatının tamamının ödendiği, davacının kıdem tazminatı alacağının kalmadığı, ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı defi nazara alındığında davacının dava dilekçesi ile talep etmiş olduğu 1.000 TL yatacak yer bedeli alacağının hüküm altına alınması gerektiği, yatacak yer bedeli alacağının ıslah ile arttırılan kısmının zamanaşımına uğradığı isabetli olarak belirtilmiştir.
Bozmadan sonra mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Öncelikle, mahkemece bozmadan sonra davanın reddine karar verilmişse de, davacı açtığı davada iki alacak talebinde bulunmuştur (davaların yığılması, objektif dava birleşmesi). Davacının birinci talebi kıdem tazminatı alacağı diğer talebi ise yatacak yer bedeli alacağıdır. Mahkemece bu taleplerden (davalardan) hangisinin reddedildiği, taleplerden her ikisinin birden mi reddedildiği tam olarak anlaşılamamaktadır. Hükmün gerekçesinin yorumlanmasından, davacının sadece kıdem tazminatı alacağı talebinin reddedildiği sonucu çıkarılabilir. Bu şekilde bir yoruma gidildiğinde, davacının yatacak yer bedeli alacağı talebi hakkında mahkemece bir hüküm kurulmadığı ortaya çıkacaktır ki bu hükmün eksik ve hatalı olduğu sonucunu doğurur.
Mahkemece, davacının yatacak yer bedeli alacağı talebinin, bozma kapsamı dışında kaldığı ve kesinleştiği düşünülerek, bu talep (yatacak yer bedeli alacağı talebi) hakkında hüküm kurulmasına gerek olmadığının kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise bu durumda da yukarıda yazılı bulunan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun kararına aykırı bir karar verilmiş olacaktır. Zira, yukarıda da açıklandığı üzere, mahkemece bozmadan sonra verilecek kararda bozma kapsamı dışında kalsın ya da kalmasın her bir taleple ilgili olarak yeniden olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece her iki talebin de reddedildiği düşünülebilir. Bu durumda, yatacak yer bedeli alacağı talebinin hangi gerekçe ile reddedildiği sorunu ortaya çıkacaktır. Çünkü, hükmün gerekçesinde, yatacak yer bedeli alacağı talebi ile ilgili olarak bir değerlendirme ve tespit bulunmamaktadır. Başka bir ifade ile yatacak yer bedeli alacağı talebinin hangi gerekçe ile reddedildiği kararda yer almamaktadır. Gerek T.C. Anayasası"nda, gerek yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı HUMK" nda gerekse 6100 sayılı HMK" nda mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiği yönündeki emredici düzenleme karşısında hükmün yatacak yer bedeli alacağı talebi (davası) hakkında gerekçe içermemesi hükmü hatalı hale getirecektir.
Görüldüğü üzere, yukarıda açıklanan her üç durumda da mahkemece verilen hüküm hatalıdır.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmakla, bozma gereklerinin eksiksiz olarak yerine getirilmesi yasal bir zorunluluktur.
Tüm bu nedenlerle, mahkemece bozmadan sonra yatacak yer bedeli alacağı talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde "davanın reddine" şeklinde karar verilmesi ve bahsi geçen talep hakkında bir hüküm kurulmaması bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.