14. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/11668 Karar No: 2015/1549 Karar Tarihi: 16.02.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/11668 Esas 2015/1549 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2014/11668 E. , 2015/1549 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.06.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulü ile, dava konusu ... ili ... İlçesi ... Köyü ... ada, ... parsel nolu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, dava konusu taşınmazın satış parasından masraflar çıkarıldıktan sonra %15 lik kısmının krokide A harfi ile gösterilen tapu kaydına şerhli kargir bina sahipleri olan .... evlatları ..."e ve ...."e tapudaki hisseleri oranında dağıtılmasına, dava konusu taşınmazın satış parasından masraflar çıkarıldıktan sonra %4 lik kısmının krokide B harfi ile gösterilen tapu kaydına şerhli .... bina sahibi ... oğlu ....."e dağıtılmasına karar verilmiştir. Hüküm, davalılar temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesine karar verilmesi halinde, dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşlara, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir. Paydaş olmayan muhdesat sahibi veya mirasçıları ancak paydaşlar aleyhine sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak tazminat yahut alacak davası açabilir. Somut olaya gelince, dava konusu taşınmazın tapu kaydında " krokide A harfi ile gösterilen bina ... evlatları ... ve ..."e aittir" şeklinde muhdesat şerhi bulunmaktadır. ... dava konusu taşınmazda paydaş olarak maliktir. Ancak muhdesat sahiplerinden .... taşınmazın paydaşı değildir. Yukarıda da açıklandığı üzere taşınmazda paydaş ya da ortak olmayan muhdesat sahibi üçüncü kişiye satış bedelinden pay verilmesi mümkün olmadığından yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.