19. Hukuk Dairesi 2017/3505 E. , 2019/5119 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davası hakkında Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nden davanın reddine yönelik olarak verilen 2015/254 esas, 2016/638 karar sayılı ve 02.09.2016 tarihli hükmün istinaf kanun yolu incelemesi sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararın davacı vekilince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı şirket tarafından davacı aleyhine, bonoya dayalı olarak icra takibi yapıldığını ancak davacının davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin mevcut olmadığını, davacının 2012 yılı ve 2013"ün ilk yarısında davalı firma adına başkaca şahıs ve firmalara makine satışı gerçekleştirdiğini, davalı firma için aracılık yaptığını, bu dönemde davalı firmaya güven telkin edebilmek adına boş teminat senetleri verdiğini, davalı firmanın da davacı aracılığıyla yapılan makine satışlarına ilişkin faturaları satın alan firmalara kestiğini ve makine bedellerini de bu firmalardan tahsil ettiğini, davalı firma ile tarafların yollarını ayırdıktan sonra teminat senetlerini davacının taleplerine rağmen iade etmediğini, ileri sürerek davaya konu Gebze 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/4060 esas sayılı dosyasından dolayı davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini, davalı şirket aleyhine %20" den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişki olduğunu, davacının talebi ile davacıya ve davacının Almanya"daki şirketine para gönderildiğini, davacıya Garanti Bankası aracılığıyla makina alımı için toplam 60.000 TL havale yapıldığını, davacının parasını almasına rağmen makinalar teslim edilmeyince davalı şirkete dava konusu senetleri verdiğini, bu senetlerin nakit paraların karşılığı olarak verildiğini, dava konusu senetlerin boş ve bedelsiz olmadığını, bizzat davacı tarafından doldurularak ve imzalanarak taraflarına verildiğini olduğunu belirterek davanın reddini, %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının davaya konu senetlerin teminat senedi olduğunu iddia etmesi karşısında, bu iddiasını kesin veya yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, davacı tarafın bonoların teminat senedi oldukları iddiasını ispat edemediği, iş bu sebeple davacının davasının sübut bulmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, dava konusu bononun teminat olarak verildiğinin davacı tarafından yazılı belge ile ispatlanamadığı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın maddi hukuka ve muhakeme hukukuna uygun olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2017/151 esas 2017/1071 karar sayılı, 07.04.2017 tarihli hükmünün ONANMASINA, dosyanın Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcı ve temyiz yoluna başvuru harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.