Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 1-Dava, elektrik aboneliğine ilişkin fatura bedeli ve kaçak elektrik kullanımına dayalı tahakkuk bakımından itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının abonelik nedeniyle normal kullanım bedelinden sorumlu olduğu, buna karşın kaçak elektrik kullanım bedelinden sorumlu olmadığı belirtilerek davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiştir. Elektrik sözleşmesini imzalayan ve daha sonra aboneliğini iptal ettirmeyen abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, elektrik sayacının muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur. Somut olaya gelince, davalının dava konusu tesisata ilişkin elektrik aboneliği mevcut olup, taşınmazın dava dışı şahsa kiralandığı ve dava dışı şahıs tarafından kullanıldığı, ancak davalının aboneliğinin iptal edilmemiş olduğu sabittir. Hal böyle olunca, davalının aboneliğini iptal ettirmeden taşınmazı terk ederek dava dışı şahsın elektriği kaçak olarak kullanması nedeniyle, kaçak kullanım bakımından da davalının mevcut abonelik gereği sorumluluğunun devam ettiğinin kabulü gerekir. O halde davalının fiili kullanıcı ile beraber aboneliğe ilişkin tüm borçlardan sorumlu olduğu dikkate alınarak, karara esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan kaçak elektrik kullanım bedeli bakımından da kabule karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sadece davalının normal kullanım bedelinden sorumlu olduğu, kaçak kullanım bedelinden sorumlu olmadığı yönünde karar ittihazı bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.