17. Hukuk Dairesi 2017/252 E. , 2018/5616 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak malvarlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını 15.11.2011 tarihinde davalı müteveffa İsmet"e devrettiğinden, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde haksız açılan davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında bedel farkı olmadığı ancak üçüncü kişinin borçlunun uzun süredir kiracısı olduğundan borçlunun durumunu bilebilecek şahıslardan olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK."nın 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-İcra ve İflas Kanunu"nun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK."nun 278, 279. ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, ... Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda, aciz hali sabit olan borçlu Adem, dava konusu taşınmazı 15.01.2010 tarihinde dava dışı Hasan Yiğit"ten satın almıştır. Vergi kayıtlarına göre bu satıştan önce 01.01.2010 tarihinden itibaren üçüncü kişi İsmet taşınmazda kiracı olarak ticari faaliyette bulunmaktadır. Borçlunun satın almasından sonra da aynı adreste faaliyetine devam etmiş ve 15.11.2011 tarihinde ise borçlunun işyerini satmak istemesi üzerine kiracı bulunduğu taşınmazı satın almıştır. Borçlu ve üçüncü kişi arasında İİK"nun 278.maddesi anlamında bir akrabalık bulunmadığı gibi kiracılık ilişkisi dışında İİK"nun 280.madde anlamında borçlunun mali durumunu bildiği veya bilmesi gerektiği yönünde bir irtibat bulunmamaktadır. Tacir olan üçüncü kişinin ticaret yaptığı
işyerini satılması halinde içinde bulunan kiracı olarak aynı adreste faaliyetine sorunsuz olarak devam ettirme amacı ile satın alması da yaşam deneyimlerine uygundur.
Bu halde, davacı alacaklının davasının reddine karar verilmesi ve dosyanın incelemesi sırasında, borçlu Adem"in ... Sulh Hukuk Mahkemesinin ... Esas 2016/1159 Karar sayılı ilamı ile hükümlü olmasından dolayı vesayet altına alınıldığı ve babası ... "nun vasi olarak tayinine karar verildiği anlaşıldığından, bozma sonrasında bu hususunda taraf sıfatı yönünden dikkate alınmak sureti ile karar verilmek üzere dosyanın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 29/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.