Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6870
Karar No: 2016/1620
Karar Tarihi: 17.02.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/6870 Esas 2016/1620 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/6870 E.  ,  2016/1620 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    (TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)


    Taraflar arasındaki davadan dolayı .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/03/2015 gün ve 2014/122-2015/164 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette %10 azınlık payına sahip olduğunu, bağımsız denetçinin genel kurul tarafından seçilmesi gerektiğini ancak şirkette uzun zamandır olağan ve olağanüstü genel kurul toplantısı yapılamadığını, şirketin balık çiftliklerinin icra kanalı ile satıldığını, şirketin devamının mı yoksa tasfiyesinin mi daha yerinde olacağına denetçi tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, davalı şirkete TTK 399/6 maddesi gereğince bağımsız denetçi atanmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, TTK 397/4 maddesi gereğince 98 inci madde kapsamında denetime tabi olacak şirketlerin Bakanlar Kurulunca belirleneceği, davalı şirketin bağımsız denetime tabi şirketlerden olup olmadığı hususunda Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu"na yazılan müzekkereye davalı şirket hakkında tesis edilen herhangi bir işlem olmadığından bahisle yanıt verildiği, TTK 397 ve devamı maddeleri gereğince bağımsız denetçi atanmasının bağımsız denetime tabi şirketler bakımından mümkün olduğu, davalı şirketin bu maddelerde belirtilen kriterlere uygun ve bağımsız denetime tabi olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, 6102 sayılı TTK"nın 398. maddesi kapsamında anonim şirkete bağımsız denetçi atanması istemine ilişkin olup, 10.03.2015 tarihli karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, mahkemece bağımsız denetçi atanması isteminin kabul veya reddine dair verilen kararlar TTK"nın 398/(6).maddesi uyarınca kesindir. HUMK’nın 432/4. maddesine göre, temyizi kabil olmayan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay ilgili Dairesi tarafından da bu konuda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/02/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Dava, 6102 sayılı TTK"nın 398. maddesi kapsamında olduğu ileri sürülen davalı anonim şirkete denetçi atanması isteminden ibarettir.
    Davacı yan, ortağı olduğu anonim şirketin sözü edilen madde kapsamında bağımsız denetçi atanması gereken bir şirket olduğunu, şirket genel kurulunun toplanamaması nedeniyle denetçi atanamadığını, bu nedenle de mahkemece atanması gerektiğinden bahisle işbu davayı açmıştır. Davanın, iddianın bu biçimdeki ileri sürülüş biçimi gözetildiğinde, 6102 sayılı TTK"nın 399/6. maddesine dayalı olarak açılmış olduğu kuşkusuzdur. Sözü geçen bu fıkra, TTK"nın 398. maddesi uyarınca kapsamı Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen anonim şirketlerde, bir yıllık faaliyet dönemi içinde görev yapmak üzere ve faaliyet döneminin başından itibaren en geç üç ay içinde (faaliyet döneminin dördüncü ayına değin) şirket genel kurulunca seçilmesi gereken bağımsız denetçinin bu süre içerisinde seçilmemiş yahut seçilememiş olması, seçilmiş denetçinin görevini herhangi bir sebeple yerine getirmemesi veya getirememesi hallerinde, nitelikleri anılan kanunun 400. maddesinde belirtilen denetçinin mahkemece atanmasını düzenlemektedir.
    Anonim şirketlerde denetleme ve özellikle kapsam içerisinde kalan anonim şirketlerde bağımsız denetçi atanması konusu, 6102 sayılı TTK"nın 397 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, söz konusu kanun maddelerinin, mesele mahiyeti de gözetildiğinde, kamu düzeni mülahazasıyla sevkedilmiş nitelikte olduklarında duraksanmamalıdır.
    Bu bağlamda, TTK"nın 399/6. maddesinde de net ve emredici bir şekilde belirtildiği üzere, maddede belirtilen yasal koşulların varlığının re"sen tespiti halinde, şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesince anonim şirkete denetçi atanması zorunlu olup, bu gibi hallerde, mahkemeye yerindeliği değerlendirme konusunda bir takdir yetkisi tanınmış değildir. Öte yandan, söz konusu fıkranın ve bunu takip eden 7. fıkranın gerekçesine bakıldığında, denetçi atanmasına dair kararlara ilişkin mahkeme sürecinin uzamaması ve mahkemece atanan denetçinin bir an önce görevine başlayabilmesini teminen gerek denetçi atanmasına ve gerekse de denetçinin alacağı ücrete ilişkin mahkeme kararlarının kesin olduğunun belirtilmiş olduğu görülecektir. Bütün bu açıklamalar ışığında, yasa koyucunun sadece denetçi atanmasına dair kararların kesin olması gerektiğini öngördüğü ve bu hususu madde metninde ve gerekçesinde açıkça belirttiği, denetçi atanmasına ilişkin istemin reddine dair kararların ise kesin olduğunu belirtmekten kaçındığı ve bu yoldaki kararlar ile ilgili olarak usule ilişkin genel kuralların uygulanması gerektiğini düşündüğü sonucuna ulaşmaktayız. Esasen, adil yargılanma ilkesi kapsamında düşünülecek olursa, asıl olan mahkeme kararlarına karşı kanunyoluna gidilebilmesidir. Bu anlamda, bir mahkeme kararının temyiz edilemez (kesin) nitelikte kabul edilebilmesi için ancak açık bir kanun hükmünün varlığı aranmalıdır. Tüm bu açıklamalar ışığında, "anonim şirkete denetçi atanmasına yönelik istemin reddine dair kararların" temyiz edilemeyeceğine dair açık bir kanun hükmü söz konusu olmadığından, somut davanın reddine yönelik yerel mahkeme kararının temyiz edilemez olduğuna ilişkin çoğunluk görüşüne katılmaya olanak görmüyoruz.
    Yeri gelmiş olmakla, Daire çoğunluğunun bu yönde değerlendirme yapmasını gerektirici nedenlerden biri olan TTK"nın 440/2. maddesindeki düzenleme üzerinde de kısaca durulmasını elzem görmekteyiz. Özel denetçi atanması istemi ortağın şirket işleri hakkındaki bilgi alma hakkıyla ilişkilendirilen, şirketin finansal tabloları ile yönetim kurulunun faaliyetleri ile sınırlı olmayan ve fakat ihtiyari nitelikte bir iç denetim yolu olup kamu düzeni ile ilişkilendirilmesi söz konusu değildir. Bu anlamda, özel denetçi kavramının, yukarıda da arz edildiği üzere, kapsamı, seçimi, denetleme standartları ve bunun sonuçları itibariyle şirketin tüm ortaklarını, alacaklılarını ve kamuyu ilgilendiren, kapsam içindeki şirketler bakımından emredici bir yasa hükmüne dayalı olarak zorunlu tutulan ve bu yönleriyle kamu düzeni ile ilişkilendirilen bağımsız denetim kavramından çok farklı bir mahiyet arzettiğinde tereddüt yoktur. Bu husus gözetildiğinde, özel denetçi atanmasına yönelik istemin kabul veya reddine ilişkin kararların kesin olduğuna ilişen TTK"nın 440/2. maddesinin son cümlesindeki düzenleme ile bağımsız denetçi atanmasına ilişkin 399/6. maddesinin son cümlesindeki düzenlemenin benzeş müesseselere ilişkin olduğu kabul edilerek, daraltıcı yorum yapmak suretiyle, bağımsız denetçi atanmasına ilişkin taleplerin reddine yönelik mahkeme kararlarının temyiz denetimine kapatılmasının yerinde olmadığı düşüncesindeyiz.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi