12. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/15072 Karar No: 2017/6026 Karar Tarihi: 18.04.2017
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/15072 Esas 2017/6026 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2016/15072 E. , 2017/6026 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, örnek (7) numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun yasal sürede icra dairesine verdiği dilekçe ile yetkiye ve borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünün 12.05.2015 tarihli kararıyla itirazın kabulü ile borçlu açısından takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklının icra mahkemesine başvurarak yetki itirazının kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece istemin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. İİK"nun 50. maddesinin birinci fıkrasına göre, HMK"nun yetkiye ilişkin hükümleri para ve teminat alacaklarına dayalı takiplerde kıyas yolu ile uygulanır. Aynı fıkranın ikinci cümlesinde, takibe konu akdin yapıldığı icra dairesinin de takipte yetkili olduğu belirtilmiştir. İİK"nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Sözleşmenin ifa yeri TBK"nun 89. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, öncelikle borcun ifa yeri, tarafların açık ve örtülü iradelerine göre belirlenir. Şayet aksine bir anlaşma yoksa, para borçlarında, borç, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Ancak aranacak ya da aldırılacak borçlarda bu madde uygulanmaz. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 2001/12-1162-1191 sayılı kararında da bu kural benimsenmiştir. Ancak TBK"nun 89. maddesinin uygulanabilmesi için, akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir. Somut olayda; alacaklının, borçlu aleyhine başlattığı genel haciz yoluyla takipte vekaleten görülen işlerden doğan komisyon ve iş takibi ücretlerini talep ettiği fakat takip talebine herhangi bir belge eklemediği, borçlunun ise, süresi içerisinde verdiği itiraz dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz ettiği görülmüştür. Alacaklı takip talebine, takibe ilişkin belgeleri eklemediği için itirazın kaldırılması aşamasında artık bu belgelere dayanamaz. Borç ve akdi ilişki de borçlu tarafında kabul edilmediğinden bu durumda akdi ilişkiye dayalı alacak sözkonusu değildir. O halde; mahkemece, HMK"nun 6. maddesi gerecince takibin, borçlunun yerleşim yeri olan ..." da yapılması gerektiği gerekçesi ile yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.